Yargıdaki rüşvet çarkını, mahkemelerden para karşılığı çıkan kararları ve yozlaşmayı anlattığı bir ihbar dilekçesi yazan Yargıtay üyesi İsmail Uçar’a göre; adliyedeki ponzi iddiasının arkasında kendisinden ‘intikam’ almak isteyen odaklar bulunuyor. Uçar bu odaklar için Başsavcılıklarda çok iyi hakim ve savcılarımız var ve bunların hakkından geleceğiz. Siz de şahit olacaksınız ifadelerini kullandı.
İstanbul Anadolu Adliyesi’nde aralarında bir savcının da olduğu bir “ponzi sistemi” kurulduğu iddiaları gündeme gelmişti. Ponzi sarmalının mağduru olduğunu belirtenlerin dilekçeleriyle ortaya çıkan iddia üzerine dönemin başsavcısı İsmail Uçar’ın da bilgisine başvuracak.
KRT’den İlknur Yağumli’nin haberine göre, Uçar, HSK’ye yazdığı ihbar dilekçesini hatırlatıp bu dilekçenin intikamının alındığını söyledi. Uçar, “Mafyanın paraları kesildi, sekteye uğradı. Mafya bu sebeple intikam almaya çalışıyor. Bu devlet onların da defterini dürecek. Ben yargı teşkilatının dışına çıkmadım, hâlâ yargıcım. Başsavcılıklarda çok iyi hakim ve savcılarımız var ve bunların hakkından geleceğiz. Siz de şahit olacaksınız. Kimisi cübbe giyer, avukat gibi görünür, kimisi de cübbe giyer hâkim gibi görünür. Ancak gözümüzde terörist teröristtir, çete de çetedir” dedi.
GÖREV YERLERİ NEDEN DEĞİŞTİRİLDİ?
Ponzi sisteminin adliyedeki başı olduğu iddia edilen mali işler sorumlusu Y.K. ile sisteme yatırımcı getirdiği öne sürülen örgütlü suçlarda görevli bir savcının, adliye içinde görev yerleri değiştirilmişti. Uçar, bu görev değişikliklerinin iddialarla ilgili olmadığını savundu. Uçar, “Y.K. hakkında çok yazılıp çizilince bundan etkilendi. Yanıma gelerek, ‘Başsavcım bu ne biçim bir iftira, ahlaksızlık’ dedi. Y.K.’yı kütüphane aldık. Yerinin değişmesinin sebebi budur” diye konuştu. Savcının görev yeri değişikliğinin de tayinlerde iş bölümü gerekçesiyle yapıldığını anlattı.
“PONZİ VARSA BÖYLE BİR ADLİYE OLMASIN”
İsmail Uçar “adliyede ponzi sistemi olmadığını, bunu öne sürenlerin FETÖ taktiğine başvurduğunu” iddia etti. Uçar, “Ponzi varsa öyle rezillik mi olur? Bir ponzi kurulduysa böyle bir adliye var olmasın ama öyle bir şey yok. Buna izin vermeyiz. İçinde beş bin çalışan var, biri suça karışır cezasını çeker. Beş bin çalışanımızdan biri suç işleyebilir, ben burada iddialarda adı geçen Y.K.’yı kastetmiyorum” dedi. “Her kurumda yanlış insan olabilir” diyen Uçar, “O çürükler sandığın içinden alınır, tüm sandığı çürütmezsiniz. Bir tane çürük elli tane taze elmayı niye çürütsün” dedi.
“MÜDÜR SUÇ İŞLEDİYSE BU ANADOLU ADLİYESİNİ BAĞLAR MI?”
İsmail Uçar HSK’ye yargıda rüşvet iddialarını yazdığı ihbar dilekçesinde, hakim Sidar Demiroğlu’nun para karşılığı kararlar aldığını iddia etmişti. Uçar, adliyedeki ponzi iddiasının da Demiroğlu’nun birlikte hareket ettiği kişiler tarafından gündeme getirildiğini öne sürdü. Uçar, “Bütün dosyalarda, asliye ceza hakimliğinden beri, rüşvet aldığını tespit ettik. Tutanaklar tutulunca, ‘Biz de mali işler müdürünü şikayet edeceğiz.’ diye bize haber gönderdiler” dedi.
İhbar dilekçesini kurula göndermemesi için kendisine blöf yapıldığını öne süren Uçar, Sidar Demiroğlu’nu işaret ederek, “Uyuşturucu çeteleri, silah çeteleri, gaspçı çeteleri bırakan bir hakim aramızda olmamalı. Bu sebeple yazıyı kurula gönderdik. Hemen akabinde ponzi diye bir hikaye uydurdular. K.E. diye bir kadın arazi alıp satıyormuş, bizim müdürle (Y.K.) bağlantı kuruyormuş. Diyelim ki müdür suç işledi bu Anadolu Adliyesini bağlar mı?” diye konuştu.
“DEVLET İÇİN KENDİMİZİ ORTAYA ATTIK”
Yolsuzluk, hırsızlık yapanların en büyük hasmı olduğunu öne süren Uçar, “Alnımız açık. FETÖ’nün en korkunç olduğu zaman bize selam vermezdi insanlar. Sırf devlet için kendimizi ortaya attık. Finale bakar mısınız? Giderken ponzi… Bu bilinçli yapılıyor. FETÖ’nün de bittiğine inanmıyorum. Her yerde yerleşik adamları olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Uçar yargının ağır aksak ilerlemesine rağmen örgütlerle ilgili gereken işlemlerin er geç yapılacağını söyledi.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) adliyedeki ‘rüşvet’ iddialarını içeren dilekçesiyle hatırlanan İsmail Uçar İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı görevinden alınıp Yargıtay üyeliğine getirilmişti.