İsrail hapishanelerinde uzun yıllarını geçiren Filistinli Luey et-Tavil, İsrail’in Nagab Cezaevinin kötü şöhretiyle tanınan Guantanamo ve Ebu Gureyb hapishanelerinin şubesi gibi olduğunu söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde yaşayan 37 yaşındaki Tavil, İsrail hapishanelerinde çeşitli zamanlarda toplam 10 yılını geçirdi.
Son olarak “idari tutukluluk”la Nagab Cezaevinde 3 ay kalan Tavil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu hapishanede yaşadıklarını anlattı.
Hapishanede işkence gördüklerini, aç ve susuz bırakıldıklarını ifade eden Tavil, Nagab’ı ABD’nin Küba’da kullandığı Guantanamo ile Irak’taki Ebu Gureyb hapishanelerine benzeterek, “Nagab, kötü şöhretiyle tanınan Guantanamo ve Ebu Gureyb’in şubesi gibi” dedi.
İsrail güçleri tarafından 20 Ekim’de gözaltına alındığı ve hakkında 6 ay “idari tutukluluk” kararı verildiğini aktaran Tavil, hakimin tutukluluk için herhangi bir sebep bulamadığını ve sonra 6 ayın düşürüldüğünü ifade etti.
Gözaltına alındıktan sonra önce Ramallah’ın batı kesimindeki Ofer Cezaevi’nde kaldığını sonra Nagab’a nakledildiğini belirten Tavil, “Nagab’a nakledilmem şok ediciydi. Buraya gelen esirler, aşağılayıcı bir şekilde çırılçıplak soyuluyor, küfür ve hakaretler altında şiddetle darbediliyordu” dedi.
Nagab’taki işkence ve darp nedeniyle vücudunda kırıklar olduğunu dile getiren Tavil, uzun süre sağ ayağını hareket ettiremediğini, yaralılara ve hastalara da hiçbir tıbbi tedavi verilmediğini söyledi.
Cezaevi doktorunun, esirlere hiç bakmadığını, kendi kaderine terk ettiğini belirten Tavil, “Burada çok zor zamanlar yaşadık. Esirler sürekli her türlü fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kalıyor, aç bırakılıyor, aşağılanıyor” dedi.
“SONUNCUSU EN ZORUYDU”
Yaklaşık 10 yılını İsrail’in çeşitli cezaevlerinde geçiren Tavil, “Sonuncusu en zoruydu. Esirlerin hayatı tam anlamıyla cehenneme çevrilmişti” diye konuştu.
Koğuşların küçük olmasına rağmen, bir koğuşta 10 kişi kaldığını aktaran Tavil, hapishanede ise 1100 Filistinli bulunduğunu belirtti.
Hapishanedekilerin soğuktan korumayan yalnızca basit kıyafetleri olduğunu, battaniye, su ve yemek sıkıntısı çekildiğini söyleyen Tavil, iki buçuk ayda 20 kilogram verdiğini kaydetti.
Tavil, bunların yanı sıra cezaevinde Kur’an-ı Kerim okumanın engellendiğini, ezan okunmasının ve cemaatle namaz kılınmasının yasak olduğunu söyledi.
Tavil, 3 Ocak günü kendisinden eşyalarını getirmelerini istediklerini, başka bir hapishaneye nakledileceğini düşündüğünü ancak cezaevi görevlilerin serbest bırakılacağını ilettiğini belirtti.
Serbest kalacağı gün bile darbedildiğini ifade eden Tavil, “Beni bir odaya soktular ve vahşice darbettiler, küfürler, hakaretler ediyorlardı, neredeyse bilincimi kaybedecek hale geldim. Herhangi bir suçum olmamasına ve beni serbest bırakacaklarına rağmen her türlü fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldım” şeklinde konuştu.
“İdari tutukluluk” uygulaması, İsrail’in, işgal ettiği topraklardaki Filistinlileri, hiçbir suçlama yöneltmeksizin alıkoyması anlamına geliyor. Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyor.
Bu süreden sonra askeri mahkemeye sevk edilen ancak suçlamalardan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk süresi 5 yıla kadar defalarca uzatılabiliyor.