Deniz kenarını, sıcak kumsalları ya da yalçın kayalıkları unutun, dünya üzerinde bir tek kıyı şeridine sahip olmayan tek ve devasa bir su kütlesi var.
Kuzey Atlantik Okyanusu’nda yer alan bu bölge “Sargasso Denizi” olarak adlandırılıyor ve kendine özgü sınırlarıyla karakterize ediliyor.
Karadan ziyade, okyanus akıntıları tarafından tanımlanıyor, bu nedenle üzerinde güneşlenebileceğiniz bir Sargasso plajı yok.
Sargasso adı, denizi çevreleyen “kötü kokulu kahverengimsi sarı bir deniz yosunu” olan Sargassum‘dan geliyor ve “Kuzey Atlantik Çöp Yaması” olarak da adlandırılan kabus gibi bir insan yapımı çöp adacığına ev sahipliği yapıyor.
Buna rağmen büyük bir ekolojik, tarihi ve hatta kültürel öneme sahip bir alan olmaya günümüzde de devam ediyor.
BİYOÇEŞİTLİLİK CENNETİ
Bu istisnai denizi korumak için kurulan özel bir kuruluş, burayı Kuzey Atlantik ekosisteminde çok önemli bir rol oynayan bir “biyoçeşitlilik cenneti” olarak tanımlıyor.
Sargasso Denizi Komisyonu, nesli tükenmekte olan yılanbalığı türlerinin üremek için bu denize gittiğini; balinaların, özellikle de ispermeçet balinaları ve kambur balıkların, onların yanı sıra orkinos ve diğer balık türlerinin de bu denizden göç ettiğini belirtiyor.
Sargasso Denizi aynı zamanda, Porbeagle köpekbalığı ve çeşitli kaplumbağa türleri de dahil olmak üzere bir dizi tehdit ve tehlike altındaki türün yaşam döngüsünü destekliyor.
“YÜZEN BİR YAĞMUR ORMANI”
Ünlü deniz biyoloğu Dr. Sylvia Earle‘ün deyimiyle burası “yüzen bir yağmur ormanı” ve deniz sadece okyanus bilimcilerin gözünde değil, aynı zamanda folklor açısından da efsanelerin yatağı.
Kristof Kolomb, Sargassum’un ile ilk karşılaşmasını 1492‘deki keşif günlüklerinde belgelemiştir. Denizcilerinin, yosunların onları sarıp okyanus tabanına sürükleyeceği yönündeki korkularını yazmıştır.
Bu tür korkular, yüzyıllar boyunca deniz efsanelerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi ve Sargasso Denizi’nin kötü şöhreti, Bermuda Şeytan Üçgeni ile olan ilişkisiyle daha da arttı.
BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ İLE KOMŞU
Uçakların ve gemilerin sebepsiz yere aniden ortadan kaybolduğu bir bölge olarak bilinen üçgen, Sargasso’nun güneybatı bölgesinde Bermuda, Florida ve Porto Riko arasında yer almakta.
Deniz dört akıntı sayesinde varlığını sürdürmekte: kuzeyde Kuzey Atlantik Akıntısı; doğuda Kanarya Akıntısı; güneyde Kuzey Atlantik Ekvator Akıntısı; ve batıda Antiller Akıntısı.
Okyanus girdapları olarak adlandırılan bu dairesel akıntılar, su kütlesini etkili bir şekilde içlerinde hapsederek Jules Verne’in ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ adlı eserinde “açık Atlantik’te mükemmel bir göl” olarak tanımladığı durumla sonuçlanır.
Yine de bugünlerde bu “göl” mükemmel olmaktan çok uzak.
KİLOMETREKARE BAŞINA 200 BİN PARÇA ÇÖP
Sargasso artık, Sargassum matlarının zarar görmesi, kimyasalların salınması, aşırı avlanma, yüzen enkazdan kaynaklanan kirlilik ve tabii ki iklim değişikliği de dahil olmak çeşitli faktörlerden dolayı büyük bir tehdit altında.
Okyanus girdaplarının sirkülasyon hareketleri nedeniyle plastikler denize karışarak burada korkunç büyüklükteki çöp yığınına katılıyor.
Bu çöp yığınında ise kilometrekare başına 200 bin parça çöp yoğunluğu olduğu tahmin ediliyor.
Ve işler daha da kötüye gidiyor…
ÇEVRESEL TEHDİT ALTINDA
Sargasso Denizi, kendisine dair kayıtların tutulmaya başlandığı 1954 yılından bu yana hiç olmadığı kadar sıcak, tuzlu ve asidik ve bu durumun, diğer okyanus sistemleri üzerinde ciddi ve geniş kapsamlı bir etkiye sahip olabileceği 8 Aralık’ta yayınlanan yeni bir çalışma ile ortaya kondu.
Raporun başyazarı kimyasal oşinograf Nicholas Bates, okyanusun “milyonlarca yıldan bu yana en sıcak halini yaşadığını” belirtti ve bunun, yerel deniz yaşamında ve suyun küresel döngüsünde (yağmur yağışlarında) ciddi değişikliklere yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
LiveScience‘a konuşan Prof Bates, küresel ısınmanın potansiyel olarak uzun bir süre geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaşmış olabileceğini kabul etti.