“PISA 2022 bize neler söylüyor: Sonuçlar ve yorumlar” konulu panel, İstanbul’daki MEF Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Panele MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, TED Ankara Koleji Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büge, Bilkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Arıkan, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Eren Ceylan ile MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan katıldı.
Açılış konuşmasını Prof. Dr. Muhammed Şahin gerçekleştirdi. Şahin konuşmasında, “Yerinde sayan bir eğitim sistemimiz var. Yükseköğretim de çok farklı durumda değil. Sonuçlar iç açıcı değil. Bilim teknoloji, eğitim gibi parametreler yükselirse ekonomik refah da yükselir. Bunun sonucunu alamıyorsak yapılan sadece ‘oyalanmak’ olur” dedi.
361 BİN ÖĞRENCİ VAR
Prof. Dr. Eren Ceylan da Türkiye’nin güçlü bir nüfusu olduğunu ve doğru bir eğitim sistemi ile sonuçların iyileştirilebileceğini belirtti. Ceylan, “Verilere göre yeterlilik düzeyini geliştirmemiz gereken 361 bin öğrenci var. Sosyoekonomik durum PISA başarısını etkileyen en önemli unsur. Okullar arası başarı farklılığı çok fazla. Aynı mahalle içinde eğitim düzeyi arasında uçurum olan okullar var” dedi.
‘YAŞAMDAN MEMNUN DEĞİLLER’
Ceylan şöyle devam etti:
“Eğitime yapılan harcama Türkiye için çok kritik bir yerde. Harcama eğer düşürülürse, gelecek yıllarda sonuçlarda çok ciddi düşüş olacaktır. Matematik Türkiye’de ciddi bir endişe konusu. Okul aidiyeti de Türkiye’de alarm veriyor. Bu, okulda kendini güvende hissetme ile de çok ilişkili. Türkiye’deki öğrenciler, Filistin’den daha düşük oranda okulda kendini güvende hissediyor. 15 yaş grubu öğrencilerimiz yaşamdan memnun değil. Bunun özenle üzerinde durulmalı.”
‘ÖĞRETMEN BİLMEDİĞİNİ ÖĞRETEMEZ’
Prof. Dr. Mustafa Özcan da, öğrencilerin okul başarısını etkileyen en önemli unsurun ailelerin sosyoekonomik durumu olduğunu söyledi. Özcan, “Durumu iyi olan aile çocuğunun başarısız olmasına izin vermiyor. Aileden sonra öğretmen ve okulun kalitesi çok önemli. Öğretmen bilmediğini öğretemez. Türkiye’deki öğretmenler alanlarına hakim değil. Öğretmenler, eğitim fakültelerinin verdiği eğitimle yeterli eğitimi verecek yetkinliğe ulaşamıyor. Mevcut öğretmenlere tezli yüksek lisans yapmaları için teşvik verilmeli. Öğretmenlerimizin yeterlilik düzeyi orta ve altında” değerlendirmesini yaptı.
‘KOLAY BİR ÇIKIŞ YOK’
Prof. Dr. Orhan Arıkan da şunları söyledi:
“Gelişmişlik seviyesinde olmamız gereken yerde değiliz. Orta gelir grubundan çıkamama sendromu içindeyiz. Şu anda gittiğimiz yolda ilerleyerek gelişmeyi sağlayamayız. İyi planlanmış radikal değişikliklere ihtiyaç var. Eğitime ayrılan kaynağı daha etkin kullanmayız. Okul ortamlarını ve öğretmenleri daha nitelikli hale getirmeliyiz. Şu anda olduğumuz yerden kolay bir çıkış görmüyorum.”