Bugün, hem benim için hem de Ukrayna için tarihi bir gün. Her şeyden önce bugün benim doğum günüm. Bu sütunda kendim için dileyeceğim şey, tabii ki Cumhuriyet yazarı olarak nice yıllarımın geçmesi.
Bugün Ukrayna için de özel bir gün ve dokuz yıldan beri devlet düzeyinde kutlanıyor. Fakat her Ukraynalı için bayram günü mü, orası tartışılır. 21 Kasım, Ukrayna’nın 32 yıllık bağımsızlık tarihinde meydana gelen iki ihtilalin ikisinin de başlangıç yıldönümü (ilginç bir tesadüf). Bildiğimiz üzere Ukrayna, Rusya ile Batı arasında bir çatışma bölgesi. Ukrayna’nın güney ve doğusunda yaşayanlar Rusya’ya daha yakın iken (en azından savaştan önce böyleydi) Orta ve Batı Ukrayna’da yaşayanlar Batı yanlısı. Bunlar, Ukrayna siyasetini belirleyen temel etkenler.
Bahsettiğimiz iki ihtilalden birincisi, 2004 yılında meydana gelmiş ve tarihe turuncu devrim olarak geçmişti. İkinci ihtilal ise 2013’te başlayıp 2014’te cumhurbaşkanının kaçmasıyla sonuçlandı.
HUZUR YÜZÜ GÖRMEDİ
2004’teki turuncu devrim seçim döneminde gerçekleşti. Zamanın Cumhurbaşkanı Kuçma, üçüncü kez aday olamıyordu. Seçimlerde Batı yanlıları Viktor Yuşçenko’nun, Rusya yanlıları ise Viktor Yanukoviç’in etrafında birleşmişti. Kuçma da Rusya yanlısı Yanukoviç’i destekliyordu. Seçimleri önce Yanukoviç’in kazandığı açıklandı. Fakat Cumhurbaşkanı Kuçma’ya yönelik tepkiler, seçim hilesi iddialarıyla da birleşince ABD’nin açıktan desteklediği Batı yanlısı gruplar sokaklara döküldü. Tekrar yapılan seçimleri Batı yanlısı Yuşçenko kazandı. 2014 ihtilali ise seçim dönemi dışında meydana gelmiş ve Batı yanlısı gruplar, o zamanki Cumhurbaşkanı Yanukoviç’i Rusya’ya kaçmak zorunda bırakmıştı. Fakat Batı yanlılarının iktidar değişikliği seçim dışı gerçekleşince, yeni yönetimin meşruluğu tartışma konusu oldu. Rusya, yeni yönetimin Kırım’daki üsse el koyacağından çekinerek Kırım’daki Rus nüfusun da desteğiyle, Kırım’ı ele geçirdi ve Donbas’ta iki il merkezi, ayrılıkçıların eline geçti. O zamandan sonra Ukrayna huzur yüzü görmedi.
‘MAYDAN RUSYA’YA YARAR’
Bu ihtilallere Batı aktif destek vermişti. Fakat ülke içinde yolsuzluklar ve bunlara yoğun tepkiler olmasa, ABD tek başına bu ihtilalleri yapamazdı. Yani hem iç hem de dış etkeni göz önünde tutmak gerek.
Her iki ihtilal de Batı tarafından açıktan desteklendi ve her iki ihtilalin de merkezi, Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’ydı. Bu meydanın Ukraynaca adı “maydan nezalejnosti”. “Maydan” kelimesi, Arapça’dan bizim aracılığımızla Ukraynacaya geçmiş. Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’na da kısaca “Maydan” diyorlar. Her iki ihtilalin merkezi de “maydan” olunca, bu kelime, Rusça ve Ukraynacada sivil ihtilal anlamını kazanmış.
İşte şimdi Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Ukrayna’da yeni bir “maydan”ın hazırlandığını, fakat bu ihtilalin ancak Rusya’ya yarayacağını söyledi. Ukrayna’da savaşın sonuçsuzca sürmesi ve yolsuzluklar, toplumsal gerilimi artırdı. Fakat “maydan” olaylarının, Batı onaylamadan olmayacağını düşünüyorum. Ama geçen yazıda söylediğim üzere, bu kış hareketli geçecek.