Dizi-film sektörünün garipliklerini komedi olarak yansıtan Deneme Çekimi’nin başrolü Aslı İnandık’la 23 yaşında sırt çantasıyla İstanbul’a gelen “Aslı”yı konuştuk.
Kübra
güldürüyor ama bir de işin üzücü kısmı var. BluTV’de
yayına giren, Aslı İnandık’ın canlandırdığı Kübra isimli
bir karakterin oyuncu olmak için çabalarken girdiği absürt
durumları içine bolca mizah ekleyerek aktaran Deneme Çekimi,
dizi-film sektörüne oldukça ilginç bir bakış atıyor.
İnandık’la yapımı ve yapımda kendi yaşamıyla eşleşen
anları konuştuk.
–
Deneme Çekimi, ilk bakışta sosyal medyada viral olacak birçok
sahne içeriyor gibi görünüyor. Bu açıdan oldukça başarılı.
Peki hikâyenin bütünü hakkında neler söylersiniz?
Sektörde
var olmaya çalışan neredeyse her oyuncunun geçtiği süreçleri
ve verdiği sınavları merkeze almaya çalıştık. Oldukça
gerçekçi bir noktadan yani kendi yaşadıklarımızdan hareketle
biraz sektörü eleştirdiğimiz, yer yer kıkırdattığımız 6
bölümlük bir diziye dönüştü Deneme Çekimi.
–
Dizi kategori olarak “komedi” sınıfında yer alıyor ama
bir yandan oyunculuk mesleğinde hayal kırıklığına dönüşen
“an”ları da konu ediniyor. Sizin de yaşadığınız veya
en azından yaşandığını duyduğunuz bu anları mizahi bir dille
yeniden üretmek nasıl bir deneyimdi?
Travmatikti.
(Gülüyor) Şaka bir yana gerçekten bazı sahneleri oynarken üzülüp
“Ya Kübra‘ya yazık değil mi kıyamam, haydi hep beraber
Kübra’ya sarılalım” demişliğimiz vardır. Ne yalan
söyleyeyim İstanbul’a sırt çantasıyla gelip uzun süre
arkadaşlarının evinde göçebe gibi yaşayan 23 yaşındaki
Aslı’ya bakıp onunla bir gurur duymadım değil. Tüm o zor
karakterlerle yolum kesişti, tüm o tuhaf anların içinde bizzat
bulundum ve oradan şimdiki Aslı olarak çıktım.
“İNKÂR
EDEMEYİZ”
–
Deneme Çekimi aslında sizin ve meslektaşlarınızın yaşamlarını
ele alıyor. Yapıma konu olan olaylar ne kadar gerçekçi, ne kadar
abartıydı? Örneğin bir sahnede “Komedi için kilo alman
lazım” deniliyor. Sektörde böyle bir anlayış var mı?
Elbette
yazılanlar kurgusal karakterler ve olayların tümü kurgu. Ancak
şunu söylemeliyim, inanın çoğumuz oyunculuğa giden yolda
kendimizi defalarca bu tuhaf anların içinde bulmuşuzdur. Tabii ki
zaman zaman biraz kıkırdatabilmek uğruna bazı şeylere büyüteç
tutmuş olabiliriz ama gerçeklerden kopmadan. “Komedi için kilo
alman lazım” kadar açık bir cümle duymasam da hiçbirimiz, bazı
rolleri oynamak için belli güzellik standartları ya da beden
formlarının bizden talep edildiğini inkar edemeyiz.
–
Kişisel bir yorum olarak, bir karakterden diğerine çok hızlı ve
tamamen odaklı olarak geçmek gibi her oyuncuda pek kolay bulunmayan
özel bir yeteneğiniz var. Bu küçüklükten beri üzerine
çalıştığınız bir şey miydi? Yoksa belli yöntemlerle mi
keskinleştirdiniz?
Teşekkür
ederim öncelikle. Ne mutlu böyle bir şey duymak. Çocukken
gördüğüm her değişik kişinin ya da bizzat aile bireylerimin
taklitlerini yapmaya çalışırdım. Çoğu zaman insanların ne
anlattıklarıyla değil anlattıkları şeyi nasıl anlattıklarıyla
ilgilenirdim. Niyet okurdum, jest, mimik gözlemlerdim. Sanırım
çocukluk dönemimdeki Ar-Ge çalışmasının büyük parmağı var
bu söz ettiğiniz şeyde.
YAŞAMDAKİ DÖNÜM NOKTASI
–
Müziği bırakıp oyuncu olmaya bir trafik kazası sonrası karar
vermiştiniz. Bu olaydan sonra benliğinizi yeniden inşa ettiğinizi
söyleyebilir misiniz?
Evet,
sadece hayat gayemi ya da mesleğimi değiştirmekle kalmadım. Kendi
cesur, kafasına estiğini kafasına estiği yapan tarafımla
tanıştım… Hayatın bir sonu olduğunu insana hatırlatan bu gibi
travmatik olaylar bazen bir dönüm noktası olabiliyor. Benim için
de öyle oldu. Garip olacak ama “İyi ki olmuş” diyorum şimdi.
Yoksa bana ait olmayan bir hayatın içinde ve bambaşka bir yerde
olacaktım belki de.
“KADIN
KOMEDYENLER ŞAHANE”
–
Sırf bir komedi oyuncusu değilsiniz elbet ama zaman zaman komediyle
ismi anılan biri olarak sormak isterim. Türkiye’de kadınların son
dönemde komediyle ilgili daha görünür olmasının nedenleri
nedir?
Son
dönemde sosyal medyanın da hayatımıza girmesiyle ben kendi adıma
şahane kadın komedyenlerle tanıştım. Bu görünür olmanın
altında bence artık olanaklarımızın artmış olması da yatıyor.
Yeteneğini göstermenin, kafandaki hikâyeyi anlatmanın birden
fazla yolu var. Genç yeteneklere olanak sağlayan alternatif
sahneler, bu sahnelere ulaşamayacak kişiler içinse bir telefon
bile yeter bazen. (Gülüyor) Benim hikâyem de küçücük bir
telefon ekranından başlamıştı malum. (Gülüyor)
“SOSYAL
MEDYA GÜVENLİ ALANIM”
–
Sosyal medya mesleğinizin ve yaşamınızın neresinde?
Ah,
bir süredir eskisi kadar etkin olamasam da sosyal medyada çok vakit
geçirdiğim zamanlar oldu. Hatta inkâr edemem, sahip olduğum
birçok şeyi sosyal medyaya borçluyum. Ama sosyal medya çok ciddi
mesai isteyen bir platform. Bu ara üretim enerjimi diziye,
tiyatroya, oynadığım filmlere akıtıyorum. Elbette tamamen
bıraktım gibi bir durum yok, bir tipleme geliyor aklıma bazen
hemen açıyorum ve kayıt tuşuna basıyorum. Orası benim güvenli
alanım. Bırakmak istemiyorum, sadece dönem dönem video çekme
sıklığım değişkenlik gösteriyor.
“MİLYONLARIN
BEKLEDİĞİ STANDUP”
–
Hayranlarınız sizden artık bir standup gösterisi bekliyor…
Ne
güzel söylediniz, vallahi ben de kendimden bir standup gösterisi
bekliyorum artık. Ah, bir oturup başına şöyle yazabilsem,
vallahi ilk sizi çağıracağım. (Gülüyor) Geçen sene “Ek İş”
diye bir konsept yaptık biz birkaç oyuncu bir araya gelip aslında,
orada 9-10 kez sahne aldım ve 20 dakikalık bir set ile standup
denemesi yaptım. Sonra kalp sıkışmasına dayanamadım. (Gülüyor)
Daha uzun bir set yazacağım güne kadar standup kariyerimi
başlamadan durdurdum.