Diyarbakır’da 4 bin yıllık formülden elde edilen kokular ile farklı medeniyetlere ait replika koku şişeleri sergilendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nca Diyarbakır‘da düzenlenen Sur Kültür Yolu Festivali çerçevesinde 456 yıllık tarihi geçmişiyle bilinen Sur ilçesindeki Paşa Hamamı’nda 4 bin yıllık formül ile elde edilen kokular, doğduğu topraklarda sergilendi. Mezopotamya, Roma, Mısır, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki kokular, yapay zeka ile canlandırılıp ziyaretçilerine sunuluyor.
Serginin 3 günde yaklaşık 7 bin ziyaretçinin dikkatini çektiğini dile getiren Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, replika kokuların arkeologlardan alınan bilgi ışığında ve yapay zeka ile elde edilen verilerle canlandırıldığını söyledi.
Ziyaretçilerin sergide 4 bin yıllık koku tarihine yolculuk ettiğini ifade eden Ergül, “Parfüm şişelerimizin hepsi yapay zekayla çalışılmış olup, gelen ziyaretçilerimiz burada bu kokuları deneyimleyebiliyor. Arkeologlardan aldığımız bilgiler sonucunda yapay zeka ile verdiğimiz verilerle Mezopotamya’da, Roma’da, Mısır’da, Osmanlı’da, Selçuklu’da kokular nasıl yapılıyorduysa yapay zeka bunları canlandırdı. Kısacası buradaki ziyaretçilerimiz 4 bin yıllık koku tarihine bir yolculuk yapıyor. 3 günde yaklaşık 7 bin ziyaretçiyi ağırladık. Bu bizim için çok güzel bir şey oldu” dedi.
“DAHA YAZI YOKKEN BU TOPRAKLARDA KOKULAR MEVCUTMUŞ”
Koku kültürünün oldukça eski olduğunun altını çizen Egül, “Kokunun doğduğu topraklarda dünyanın dört bir yanına şu anda kokular buradan yayılıyor. Biz de şu an başladığımız noktadayız. Aynı zamanda Bronz Çağı’na ait koku şişeleri vardır. Daha yazı yokken düşünün bu topraklarda kokular mevcutmuş. Sabah ve akşam sürülen kokularda çok farklı. Koku kültürü bu topraklarda oldukça eskidir. Pişmiş toprak, seramik, cam, bronz teknikleriyle yapılmış olan koku şişelerini tekrardan hayatımıza kazandırarak ziyaretçilerimizi buluşturduk. Toplamda 148 parçamız bulunmakta ve bunların 55’i orijinal olup, diğerleri replikadır” ifadelerine yer verdi.
17. YÜZYILA AİT “BUHUR SUYU” FORMÜLÜ DE VAR
Farklı dönemlerdeki koku şişelerinin yapısına göre özelliklerini anlatan Ergül, “3 bin 200 yıllık, 2 bin yıllık ve bin 600 yıllık parfüm formülünün yanı sıra 17. yüzyıla ait Osmanlı’da yaşamış olan Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Osmanlı hareminin çamaşırcı başı Yusuf Ağa’nın hazırlamış olduğu koku olan buhur suyunun da formülü var. Bu daha yakın bir tarih olduğu için onun üzerinde çalışmak daha kolay oldu. Bununla beraber koku şişelerinin bir de ayrı özellikleri var. Mesela Roma dönemine ait olan koku şişelerinin boyları uzundur. Boyunları uzun olan koku şişelerini biliyoruz ki ticaret gemilerinde taşımışlar. Gemi sallandıkça dökülmesin diye boyunları uzun olur. Mesela şişenin ağzında hafif bir oyuk varsa biliyoruz ki içerisinde iris çiçeği taşımışlar. Eğer zinciri varsa o dönemde beyler şişeleri boyunlarına asardı. Hanımlar ise sonradan yani 17-18. yüzyılda asmaya başladı. Koku, gündelik hayatta vazgeçilmez bir unsurdur. Doğumlarda, düğünlerde, derneklerde, kız isteme törenlerinde, teravihlerde ve mukaddes günlerde de koku sürme geleneği vardı. Çünkü İslamiyet’te sünnettir” ifadelerinde bulundu.