15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde, Türkiye’de tarlada, bahçede çalışan emekçi kadınların yüzde 76’sı ücretsiz aile işçisi, bu kapsamda yüzde 93’ü ise kayıtdışı.
AKP iktidarının uyguladığı politikalar nedeniyle tarım sektörü, maliyetlerden ürün desteklerine ciddi sıkıntılarla uğraşırken bu alandaki istihdamın önemli kısmını oluşturan kadınların durumu daha da sorunlu. 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü nedeniyle yapılan açıklamalar da bunu ortaya koyuyor.
TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yılın ikinci çeyreği (Nisan-Haziran 2023) itibarıyla tarım sektöründe istihdam edilen 4 milyon 690 bin kişinin 1 milyon 925 bin kişisini kadınlar oluşturuyor. Kadın istihdamı geçen yılın aynı çeyreğinde ise 2 milyon 91 bin kişiydi. Buna göre tarımdaki istihdamın yüzde 41’ini kadınlar oluştuyor. Yine verilere göre Nisan-Haziran 2023 itibarıyla tarımda kayıtdışı çalışan (bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmayan) sayısı toplamda 3 milyon 786 bin kişi olurken bu kapsamda kayıtdışı çalışan kadın sayısı 1 milyon 757 bin kişi oldu. Böylece tarımda kayıtdışı çalışanların oranı da yüzde 91.3 olarak hesaplandı. Bu oran geçen yılın aynı çeyreğinde yüzde 89.6’ydı.
‘KALKINMA OLMAZ’
Bunun en önemli nedenlerinin başında ise tarımda çalışan kadınların çok büyük kısmının “ücretsiz aile işçisi” konumunda olması geliyor. Tarımda istihdam edilenlerin 1 milyon 949 bini ücretsiz aile işçisi olarak çalışırken bunların 1 milyon 469 binini kadınlar oluşturuyor. Buna göre tarımdaki toplam kadın istihdamının yüzde 76.3’ü ücretsiz aile işçisi durumunda. Ayrıca ücretsiz aile işçisi durumundaki kadınların da yüzde 93.1’i kayıtdışı. Güncel durumla ilgili açıklama yapan Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) şuna dikkat çekti:
“Kırsaldaki kadın üretimin çok içindedir. Bağda, bahçede, ahır-damda, harmanda, hasatta vardır. Ancak kadınlarımızın gerek ücretli çalışması gerek sosyal sigorta sisteminde yer alması ve gerek ailenin elde ettiği gelir üzerinde söz söyleme hakkı oldukça kısıtlıdır. Bu çelişkili durum yıllardır devam etmektedir. Kırsaldaki kadının yoksulluğu ve yoksunluğu, onun eğitim, sağlık ve diğer alanlarda hizmet ve olanaklardan erkeklere göre oldukça düşük oranda yararlanmasıyla sonuçlanmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde kadını yok sayarak elde edilmiş gerçek kalkınma ve gelişme örnekleri yoktur.”