Vitrindeki Albümler’de bu hafta…
BİRSEN TEZER ‘KÂĞITTAN KAPTANLAR’ (SONY MUSİC TÜRKİYE)
Piyasanın dayattığı ucuzluğa tenezzül etmeyen nadir müzisyenlerden biri Birsen Tezer. Onu bu muhtaçlıktan kurtaran şey ise güçlü sesi ve kişilikli duruşu. Bir kusuru varsa Birsen’in, o da müziğe adanmış bir hayat sürmesine karşın çok az albüm yapması. Neyse yıllar sonra bu hasretliğe son verdi ve “Kâğıttan Kaptanlar” adını verdiği albümü (dijital platformların ardından) plak olarak elimize ulaştı, gönüllerimizi aydınlattı.
Daha önce yayımlanan birkaç single, bekleyenler için albümün ziyadesiyle tatminkâr olacağının sinyallerini vermişti. Dokuz şarkıdan oluşan “Kâğıttan Kaptanlar” Birsen’den beklenen tüm güzellikleri sergiliyor. Kolektif bir çabanın ürünü olarak burada Birsen’in sahnesinden de tanıdığımız değerli usta müzisyenler ağırlanıyor. Tuşlu çalgılarda Adem Gülşen, elektrik ve akustik gitarda Emre Tankal, davulda Derin Bayhan, basta Orhan Deniz ile klasik gitarda Tunç Öndemir eşliğinde kaydedilen parçalar arasında “Sakin Dur”, Erkan Oğur’un perdesiz gitarıyla farklı bir renk kazanıyor.
Repertuarda bir Doğan Duru (Seyri Zaman), bir Efe Ünal (Sanki Rüya) bir de Osman Nihat Akın bestesi “Göze mi Geldik” var. Zayıf, gereksiz ya da dolgu malzemesi denecek türden parça yok. Tamamı güzel olan şarkılar albümü…
GÖKAY GEÇGEL ‘A HOME İN THE CİTY’
Mick Jagger değil, Grant Green gibi davranıyor, 1995 İzmir doğumlu gitarcı Gökay Geçgel. Müziğini geleneklere yaslıyor; ilk albümü “A Home in the City”yi caz tarihinin ustalarına saygı duyarak ve ayak izlerine basarak inşa ediyor.
Gökay caz eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi’nde almış, sonrasında muhtelif isimlerle sahnede ve kayıt sürecinde çalışarak kendini geliştirmiş. 2023 Nisan’ında arkadaşlarıyla İTÜ Miam Stüdyoları’na girerek, son iki üç yılda yaptığı besteleri canlı kaydetmiş. Saksofonlarda Mertcan Örnek ve Serhat Talay, piyanoda Peter Shalamov, basta Can Fuat Sezer, davulda Mehmet Kemal Ülkenciler…
Parça isim ve içerikleri kişisel yaşamına gönderme ve ithaflardan oluşmuş. “Hasanpaşa Mahallesi”, Kadıköy’e ilk taşındığı yeri, “Moves Like Grant Green”, caz müziğini ilk anlamaya başladığı dönemi ve ustanın çalma tarzına ithafını ifade ediyor. “Eski Churchill” de İzmir Bostanlı anılarını dile getiriyor.
İflah olmaz bir romantik gibi görünse de Gökay, henüz emekleme evresindeki kariyerinde sahip olduğu çalış gücü hiç de yabana atılacak cinsten değil. “A Home in the City” genç ve yetenekli bir gitarcının ilk albümü olarak gelecekte yapılacak çalışmalar adına son derece umut verici ipuçları taşıyor.