Analog bir enerji: Binaların gölgesinde düş kuranlar

Soft Analog değişimin habercisi canavarlar, yabancılaşma duygusu, içsel çıldırmalar ve enerji dolu bir albümle geliyor.

Analog bir enerji: Binaların gölgesinde düş kuranlar
REKLAM ALANI
Yayınlama: 08.10.2023
A+
A-

Synthwave’den rock’a uzanan
geniş bir yelpazede üretim yapan Soft Analog sahne enerjisi ve
derinlikli tasarlanmış ses, söz, görsel uyumuyla kendine şimdiden
önemli bir hayran kitlesi edindi.

İlk albümü “DANS İLLÜZYON”
20 Ekim’de çıkacak olan toplululuğun üyeleri İdil Tavşanlı
ve Ömer Çelik’le Soft Analog müziğinin diplerinde gezindik.

– İlk albümünüz “DANS
İLLÜZYON” henüz yayımlanmadı ama sizin zaten hatırı
sayılır bir hayran kitleniz var. İnsanlar Soft Analog’u nasıl
tanıdı?

İdil Tavşanlı: “DANS
İLLÜZYON”dan önce neredeyse iki albümlük şarkı çıkardık.
Ancak bir albümün içimize sinmesi için her zaman bekledik.
Dinleyicimiz ile kurduğumuz en gerçek bağlantılar konserler oldu.
Sosyal medya, yaratıcı fikirler ortaya atmamıza sağladı ve
insanlar ile hep iletişimde kalabildik. Büyük olasılıkla bunlar
bizim insanlara ulaşmamızı sağladı.


– “DANS İLLÜZYON” bir
konsept albüm olacak sanırım. “Beni Saran Bi’ Boşluk”
uzunçalarından hangi şarkılar albümde yer alacak? Konsept
anlamında nasıl bir hazırlık yaptınız?

İ. Tavşanlı: Evet “DANS
İLLÜZYON” hikâyesiyle, sesleriyle, görsel klibiyle, sahnesiyle
bir konsepte sahip. Ürettiğimiz dünyamıza ilhamlarımızdan
örneğin Dawid Bowie ve Daft Punk gibi yaklaşarak, sahnedeki
karakterlerimize kadar planlıyoruz. Albümümüzü çıkarırken
“Waterfall Method” isimli bir yöntemi belirledik. Şu ana kadar
çıkardığımız “Tanıdık Bir Koku”, “İstila”, “Kaç”,
“Tuzak”, “Beni Saran Bi’ Boşluk” teklileri de albümde
olacak. Konserlerimizde her şarkının kendi hikayesini minik
ipuçları ile dinleyicilerimiz ile her zaman paylaştık.

Ömer Çelik: Synthwave, disco,
dream pop ve rock türlerini barındıran ve toplam 11 şarkıdan
oluşan albümde bilim kurgu öğeleri ve metaforlar ile anlatımımızı
ön plana çıkarmaya çalıştık. Daha çok ilgilendiğimiz konu
toplumsal yabancılaşma ve değişimle kilit rol oynayan bir
farkındalık evreni üzerine oldu. Bu hikâyede ele aldığımız
ana karakterimizin bir canavara dönüştüğüne tanıklık
edeceğiz. Karakterimiz değişimini fark ederken aslında toplumun
da tıpkı kendisi gibi bir yansıması olduğunu keşfedecek. İçsel
çatışmaların, yabancılaşma duygusunun, çıldırma hissinin ve
bunlara direnç gösterdiğimiz bir değişim teması albüm boyunca
bize eşlik edecek. Canavarlar, toplumsal yabancılaşmayı simgeler
ve değişimin habercisidir.


– Soft Analog üyeleri kimdir,
nasıl bir araya geldiniz ve topluluğun tarzı nasıl şekillendi?

Ö. Çelik: Beş kişi çıktığımız
bu yolda şimdilerde şarkı üretim sürecinde ben ve İdil olarak
iki kişi devam ediyoruz. Ancak sahne üstünde bizim en büyük
destekçimiz davulda Onat Oskay. Konserlerin mutfağında ses
mühendisimiz, ışık tasarımcımız, menajerimiz, tur menajerimiz
ve sahne amirimiz var. Herkesin fikirleri önemli, dinleyicilerimiz
bu topluluğun çok önemli bir kısmını oluşturuyor. Buradan
herkese teşekkür etmiş olalım.


YILLANMIŞ EKİPMANLAR


– Soft Analog’daki analog kelimesi
üretim sürecinize bir gönderme mi? Ne kadar analog ne kadar
dijital gereçleri kullanıyorsunuz?

İ. Tavşanlı: Evet, ismimizdeki
analog müziğimizin elementlerinden biri. Üretim süreçlerinde
olanaklarımız el verdiği sürece analog yıllanmış ekipmanlar
kullanmaya çalışıyoruz. Ancak tüm üretimleri evimizin odasında
yaptığımız için bilirsiniz ki elektrik akımının dengesizliği
bile kayıt koşullarını değiştiriyor, bu noktada en uygun ve
bize en samimi hissettirecek yöntemi kullanmaya özen gösteriyoruz.


– Hitap ettiğiniz kitle dans
müziği severlerle mi sınırlı yoksa daha geniş bir dinleyici
kitlesine ulaşmayı hedefliyor musunuz?

İ. Tavşanlı: Şarkı sözlerimizi
enerjik bir müzikal düzenleme ile birleştirmeye çalışıyoruz.
Anlattığımız duyguya en yakışan şekilde vermek istiyoruz.
Genel anlamda konserlerimize gelenler bizim sahnedeki enerjimizi
bilirler.

Ö. Çelik: Müziğimizi ne kadar
çok insanla ortak islerle paylaşabilirsek bu bizi o kadar mutlu
eder. Bu konuda kendimizi sınırlandırmayı hiç tercih etmedik.


FARKLI TÜRLER DE OLACAK


– Tekli çıkarırken de genel
anlamda müziğinizin bütünlüğünü korumaya dikkat ediyor
musunuz?

Ömer Çelik: Uzunçalar veya albüm
çıkarmaya karar verdiğimiz zaman konsept önemli oluyor. Tekli
çıkardığımız zaman ise daha yenilikçi fikirleri denemeyi
seviyoruz. Yakın gelecekte farklı müzisyenler ile farklı türlerin
içinde hikâye anlatabiliriz ve bunun için hep heyecanlıyız.
(Gülüyor)


KENT MÜZİĞİ


– Müziğinizi kent müziği olarak
tanımlıyor musunuz?

İ. Tavşanlı: Doğduğumuzdan
beri Ankara’da yaşıyoruz. Ailelerimizdeki, çevremizdeki
insanları ve bu nedenle kendimizi “Uzun binaların gölgesinde
hayaller kuranlar” olarak adlandırıyoruz. Hatta bu bakış
açısıyla, bağımsız plak şirketimizin adı “Apartman
Diskosu”. Bir yandan, “DANS İLLÜZYON” hikâyesi de bir kentte
geçiyor. Kent yaşamı bizi hem besliyor hem yıpratıyor ve
müziğimizde bunu hep anlatmaya çalışıyoruz. Galiba kent
müziğinin bir parçasıyız. (Gülüyor)

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.