Son Dakika Gelişmesi: Yenidoğan Çetesi Davasında Başhekim ve Hemşirelerin Dikkat Çeken İfadeleri Ortaya Çıktı
İstanbul’da, bebek ölümlerine neden olan 47 sanığın yargılaması devam ediyor, doktor Şeyhmus Çelik’in açıklamaları ise dehşet verici.
Bakırköy Adliyesi’nde Duruşma Devam Ediyor
Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nun kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle duruşma konferans salonunda devam ediyor. 22’si tutuklu, 47 sanıklı davada tutuksuz sanıkların savunmalarına devam ediliyor. Bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları salonda hazır bulunurken, bazı sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılıyor. Duruşma saat 10:15’te kimlik tespitinin ardından tutuksuz sanık Ceren Hatice Kırım’ın savunmasıyla başladı.
Doktor Çelik: “Bunlarda Vicdan Yok”
Birinci Hastanesi’nde doktor olarak görev yapan Şeyhmus Çelik, savunmasında, “38 yıllık hekimim. Bu olayın ortaya çıkması için emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Çalıştığım hastanelerde üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Fırat Sarı tarafından göreve getirilen Doğukan Taşçı görevini ihmal etmiştir. Kendisine ‘Neredesin?’ diye telefonla sorduğumda ‘İşim var geleceğim, başka hemşireyle vizit yap’ diyordu. Hasan Doğukan Taşçı, 112 çağrı merkezinden aldığı bebekleri ücret karşılığında başka hastanelere sevk etmiştir. Hastaneler doktorların maaşlarını saklar, gittiklerinde ödeme yapmazlar. Fırat Sarı ile Esenyurt Devlet Hastanesinde tanıştım ve o bana hiçbir zaman düzenli ödeme yapmamıştır. Taşçı’nın iş disiplinini şikayet etmeme rağmen görevine devam ettirilmiştir” ifadelerini kullandı.
“Çocuk Kardiyoloji Olmamasına Rağmen Bebek Bırakıldı”
Çelik savunmasına devam ederek, “Hayatımda hiçbir örgüte üye olmadım. Tüm mesai saatlerinde yerimde bulundum. Sağlık kurumlarında hiç kimseye çıkar sağlamadım. Kaya bebekle ilgili ben Güney Hastanesi’nde sadece 2 saat çalıştım. Anlaşmam feshedildi, yerine diğer doktorlar geldi. Kaya bebeği başka doktorlar tedavi etti ve bir gün sonra hayatını kaybetti. Bebekle ilgili çocuk kardiyolojisi olmadığı halde ambulans şoförü, ücret karşılığında bebeği hastaneye getirdi. O dönemde, bazı uygulamalarla ilgili vicdan eksikliği olduğunu fark ettim” dedi.
Fırat Sarı’ya Tepki
Çelik, “Fırat Sarı’ya, bu hastayla uğraşma dediğini duydum. Hasan Doğukan, ‘Erkenden ölecek, sorun çözülecek’ diyordu. İlaçları vermeyen sorumlu hemşireydi. Şimdi soruyorum, bu ilacı kim kesti?” şeklinde konuştu. Ayrıca, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in ‘Kimse yazmasın, biz yazacağız’ dediğini belirten Çelik, bir kalp hastası bebekle ilgili hastane yönetiminin tedaviye yardımcı olmadığına da vurgu yaptı.
Mahkeme Başkanı’ndan Tepki: “Hastaneleri Nasıl Yönettiniz?”
Mahkeme Başkanı, sanık Ayşe Gizem Büyükköleş’e başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Büyükköleş, “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu” şeklinde cevap verirken, Mahkeme Başkanı öfkeyle, “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz?” diyerek tepki gösterdi.
Kan Gazı Ekipmanı Eksikliği ve Bebek Ölümü
Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş, Opera bebek hakkında yaptığı savunmada, bebeğin bağlandığı cihazın ötmeye başladığını, bu durumu Doğukan Taşçı’ya bildirdiğini belirtti. Ancak, kan gazı ölçümü için gerekli ekipman olmadığını ve CPR yapılması gerektiği halde, bunun yerine yapılmadığını ifade etti.
Ceren Hatice Kırım’ın Savunması:
Ceren Hatice Kırım ise, savunmasında, “12 senedir yenidoğan yoğun bakım hemşiresiyim. Bu süreçte, hastaların takibini sağlıklı şekilde yapmaya çalıştım. Kaynakları sorgulamadım, çünkü yenidoğan yoğun bakım bir özveri gerektiriyordu. Medisense şirketinden gönderilen ufak bir ücret aldım ama kaynağını sorgulamadım” dedi.