Dijital çağda yaşamımızın büyük bir bölümü çevrimiçi platformlarda geçiyor. E-postalar, sosyal medya hesapları, bloglar ve diğer çevrimiçi varlıklar, gerçek hayattaki varlığımızın dijital yansımaları haline geldi. Peki, yaşamımız sona erdiğinde bu dijital miraslarımıza ne olur?
Günümüzde sosyal medya, insan yaşamının en önemli bir unsurları arasında yer alıyor. Pek çok insanın sosyal medya aracılığıyla internete aktardığımız bir “dijital mirası” var. Peki, Dijital vasiyet nedir? Öldükten sonra sosyal medya hesaplarına ne oluyor?
DİJİTAL VASİYET NEDİR?
Dijital vasiyet, bir kişinin ölümünden sonra dijital varlıklarının yönetilmesi için hazırlanan ve genellikle geleneksel vasiyetnamenin bir parçası olarak düşünülen yasal bir belgedir. Bu vasiyet, sosyal medya hesapları, e-posta hesapları, bloglar, çevrimiçi banka hesapları ve diğer dijital içerikler gibi varlıkların nasıl ele alınacağını belirler.
ÖLDÜKTEN SONRA SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZA NE OLUR?
Günümüzde, yakınlarını kaybeden ve onların sosyal medya hesapları ile ne yapacağını bilemeyen ve bu doğrultuda oldukça ciddi duygusal travmalar yaşayan pek çok insan var. Yani bir kullanıcı öldüğünde, sosyal medyadaki varlığına ve dijital mirasına ne olacağı konusu büyük önem taşıyor.
Çoğu durumda sosyal medya hesapları, bir aile yakını ilgili platforma kişinin öldüğünü haber verene kadar aktif kalıyor. Bazı sosyal medya platformları ölen kişinin yakınlarına, vefat edenin hesabını kapatma seçeneğini sunuyor
Instagram ve Facebook’un sahibi Meta, bir kullanıcının ölüm belgesi iletildiğinde ilgili hesabı kaldırıyor veya hesabı donduruyor.
Bu yönteme “hesap anıtlaştırma” adı veriliyor ve bu sayede ölen kişinin yakınları sayfada anılar ve fotoğraflar paylaşabiliyor. Bu yöntemde kullanıcının ismi yanında “anısına” ifadesi yer alıyor. Şayet profilin sahibi geçmişte resmi bir izin vermemişse bu hesap başkaları tarafından yönetilemiyor ya da bu profilin kaldırılması talebinde bulunulamıyor. Anıtlaşmış hesaplar, platformdaki diğer sosyal medya kullanıcılarına önerilmiyor. Yani “tanıyor olabileceğiniz kişiler” listesinde yer almıyor. Ayrıca ölen kişinin arkadaş olduğu hesaplara doğum günü hatırlatmaları da gönderilmiyor.
Google, bir hesabın belirli bir süre boyunca aktif olmaması halinde ne olacağına karar vermeleri için kullanıcılarına farklı seçenekler sunuyor. Bu doğrultuda, ölen kişinin yakınları YouTube, Gmail ve Google Resimler gibi uygulamalardaki dijital mirası üzerinde söz sahibi olabiliyor.
X (Twitter) ise ölen kişinin hesabını “anı” hesabına dönüştürmeye izin vermiyor. Tek seçenek hesabın tümüyle kaldırılması…
DİJİTAL VASİYET NASIL HAZIRLANIR?
BBC Türkçe’nin haberine göre; Siber suçlar üzerine çalışan ve eskiden Sırbistan İçişleri Bakanlığı’nın ileri teknolojilerle ilgili biriminde çalışan Sasa Zivanoviç, ölen kişilerin veri, fotoğraf ve diğer içeriklerinin yanlış ellere gidebileceği uyarısında bulunuyor. Suçlular belli hesapların profil verilerini indirebiliyor ya da tüm hesabı ele geçirebiliyor.
Ölen kişinin ismi ile açılan sahte hesaplarda fotoğraflar, veriler ve videolar kullanılarak, o kişinin öldüğünden haberi olmayan bazı yakınlarına mesaj atılıyor. Bazı durumlarda sahte hesabı açanlar, yakınlardan para almaya çalışıyor.
İngiltere’de Dijital Miras Derneği’ni kuran James Morris, herkese verilerinin yedeğini alması önerisinde bulunuyor. Nitekim Facebook’ta bütün bir fotoğraf ve video arşivini indirmek ve bir aile üyesine bunları iletmek mümkün.
Morris, bir gün ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrense ne yapacağını şöyle açıklıyor:
“Eğer Facebook’ta hesabı olan genç bir çocuğum yoksa, önce fotoğraf ve videolarımı indiririm, özel mesajlarımı silerim (çünkü çocuklarımın bu mesajları görmesini istemem), sonra da beğendiğim fotoğraflarımı bir yerde toplar ve her biri için kısa bir yazı ya da hikaye yazarım.”
Dijital miras ve sosyal medya mirası yazmanın kritik olduğuna dikkat çeken Norris, “Sosyal medya platformları sonuçta birer şirket ve bu platformların sizin dijital mirasınıza bekçilik etme gibi bir sorumluluğu yok.” diyor.
Platformların ölüm hallerinde sunduğu seçenekleri kamuyla açıkça paylaşarak aile bireylerinin işini kolaylaştırmasının önemine dikkat çeken Norris, “Herkes bu yöntemlerden haberdar değil” diye de ekliyor.