Genel Sağlık-İş Sendikası, hekimleri hedef alan sözleri nedeniyle ilahiyatçı Mustafa Karataş hakkında suç duyurusunda bulundu.
İlahiyatçı Mustafa Karataş’ın, bir televizyon kanalında sunduğu programda bir izleyicinin telefonla bağlanarak “5 aylık hamile olduğunu, bebeğinin down
sendromlu ve kalbinin delik olduğunu söylemiş ve doktorların
aldırın dediğini” dile getirmesi üzerine yaptığı yorumlar; büyük tepki topladı. Karataş, hekimleri kastederek “Hayır, hayır, yaa, onlar
para için neler söylerler. Para için keserler. Adam bile
öldürüyorlar para için” ifadelerini kullandı. Sağlık emekçilerinin Karataş’a tepkisi çığ gibi büyürken, Genel Sağlık-İş Sendikası, Karataş hakkında suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet’e konuşan Sendika Genel Başkanı Derya Uğur, “Günümüzde
hekimler ve tüm sağlık çalışanları gerek idareciler gerek
hastalar ve hasta yakınları gerekse diğer sağlık çalışanları
tarafından şiddete uğramaktadır. Söz konusu şiddet olaylarına
ve şiddet tehlikesine karşın alınan önlemlerin yetersiz
olmasından dolayı faillere caydırıcı cezalar uygulanmamaktadır” dedi.
‘İTİBARSIZLAŞTIRILDIK’
22 yıllık
siyasi iktidarın Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında
uyguladığı yanlış sağlık politikalarının sonucunda sağlık
emekçilerinin itibarsızlaştırıldığını kaydeden Uğur, şu ifadeleri kullandı:
“Toplumun sağlık
çalışanlarına karşı bakış açısı ’25 sene önce
doktorlar bizi azarlardı. Şu an biz doktor beğenmeyip, doktor
dövüyoruz’ boyutuna taşınmıştır. Nitekim sağlıkta
şiddet açısından yapılan istatistiki araştırmalar tüm şiddet
olaylarının yüzde 25’i sağlık hizmeti sunumuyla ilgili olduğunu,
sağlık çalışanlarının diğer hizmet sektörlerinde çalışanlara
oranla 16 kat daha fazla şiddete maruz kaldığı, sendikamız alan araştırmasının sonucuna göre ise ankete
katılan üyelerimizin yüzde 91’inin çalıştığı sağlık kurum ve
kuruluşlarında sözel ve fiziki şiddete gördükleri ortaya
konmaktadır. Sağlık emekçileri insan hayatının kutsallığı ve
insanı yaşatmak üzere canıyla başıyla görevlerini yerine
getirirken, siyasi iktidarın yönetememesinin sonucu olarak
mesleğimiz diğer sektörlere oranla ‘daha şiddet uygulanabilir’ hale getirilmiştir.
‘CEZAYI ARTIRAN UNSUR’
Türk Ceza Kanunu
“Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge
bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir
kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu
nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin
ortaya çıkması halinde cezalandırılır” hükmüne işaret eden Uğur, “Bu açıdan
suçun, örneğin televizyon veya radyo programları, gazete
yazıları, Twitter, Facebook gibi sosyal medyada paylaşılan
iletiler, fotoğraflar vasıtasıyla işlenmesi cezayı arttıran bir nitelikli unsur olarak dikkate alınmalı. Sendikamız Genel Sağlık-İş tarafından bu tip
söylemleri şiddetle kınıyoruz” diye konuştu.