Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı (ABB) yeniden tarihsel bir farkla kazanan Yavaş, sonucu beklediğini dile getirerek “Bazı anketlerde yüzde 65 çıktığını da duyuyorduk” dedi. Gözüne rantı kestirenlerin artık ABB’ye gelmediklerini ve gelemeyeceklerini söyleyen Yavaş, “Kazandığımız belediyelerde işbirliği daha güçlü olacak. Sorunları hızla çözeceğiz” diye konuştu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı:
-Tarihsel bir oyla seçimi kazandınız neler söyleyeceksiniz?
Yavaş: Bir şeyler anlatmaya çalıştık beş yıl boyunca. Rakiplerime belediyeciliğin ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Belediyeciliği sadece dökülen asfalt, kaldırım veya belediyelerin buna harcanan paralarıyla ölçüyorlardı. Belediyeciliğin bunlarla bir alakası olmadığını anlattım. Bu işleri eskiden karayolları yapıyordu. Veya fen işleri zaten yapıyor. Belediye başkanına burada ihtiyaç yok gerçekten. Ben bir de anlamam. Beypazarı’nda ilk seçildiğimde sıcak asfalt, soğuk aslfalt konusunu bilmezdim mesela. Nereden bileyim, mesleğim değil. Bunları zaten teknik ekipler hazırlıyor. İhtiyaçlar doğrultusunda kavşak mı yapılacak, çözümleri neyse hazırlıyorlar. Bana da sadece bunu yapacağız, ihaleye çıkalım mı diyorlar. Mali hizmetlere soruyorum, uygunsa çıkıyoruz. Bu belediyecilik değil.
“DERTLERLE İLGİLENDİK”
-Sizce nedir?
Yavaş: Yolda gezerken gözünüz faltaşı gibi açılacak, herhangi bir yerde bir problem gördüğünüzde anında müdahale edeceksiniz. Belediyecilik böyle bir şey. Siz hem annesiniz hem babasınız, ağabeyisiniz. Evinizde çocuğunuz açsa hemen doyurmaz mısınız, dersini çalışmıyorsa, okula gitmiyorsa bunlar sizi ilgilendirmez mi? Belediye başkanı şehirde yaşayan herkesin derdiyle ilgilenecek. Olmuş bir olayı anlatayım: Kırtasiyeci diyor ki, batıyorum. Çok zor durumdayız, bütün AVM’ler kırtasiye satmaya başladı. Başkent Kart’la destek oluyoruz. İki türlü iş yapıyoruz. Bazı belediyeler, “nokta nokta diye belediye” yazan çanta yaptırıyor, belediye başkanının adı yazıyor üzerine, içine defter kalem koyuyor, çocuğa veriyor. Çocuk o şekilde okula gidiyor. Sen daha çocuğu o yaşta damgalıyorsun. Bak bunun ailesi fakir, bak buna belediye vermiş diyorsun.
Ezik başlatıyorsun hayata. Biz bunları kaldırdık. Kırtasiye yardımını karta yüklüyoruz. Kırtasiyeciyi düşünmek için de zincir marketlerde geçmiyor bu kart mesela. Bütün yaptığımız kimseyi incitmeden esnafı da ayağa kaldırmak.
“BELEDİYECİLİK BU”
İş dünyası için de kariyer merkezi açarak personel gönderirken onların yapması gereken bazı şeyleri belediyenin üstlenmesi yoluyla daha iyi çalışmasını, para kazanmasını sağlamak belediyeye de yarıyor.
Çünkü onun kazandığı paranın vergisini belediye alıyor, gelirleri artıyor. Kentte yaşayan herkesi mutlu etmeye uğraşacaksınız, kimse mahsun kalmayacak. Hep bunlarla uğraştık, başarılı oldu. Gerçek belediyeciliğin bu olduğunu düşünüyorum.
“BAĞIŞ DEĞİL HAKKINIZ”
-Güçlü sosyal belediyecilik yani…
Yavaş: Zaman zaman bunu şu şekilde anlattım. Bütün gelişmiş ülkelerde işsizlik maaşı var: Bu adam, kadın iş bulamıyor. Ne yiyip içecek? Çalacak mı, hırsızlık mı yapacak? Dolayısıyla bunlara bir maaş veriliyor, asgari bir şekilde çocuğuna et, süt almasını, ısınmasını yaşamasını sağlıyor. Lüks yaşamıyorsa da insanca yaşaması gerekir diye veriyorlar. Türkiye’de olmadığı için biz bunu belediye olarak üstlenerek o insanların yemesi, içmesi, eğitimi ile her şeyiyle ilgileniyoruz. Bu pandemi döneminde dayanışma kültürünü artırdık. Ankara’da birbirini tanımayan insanlar birbirine yardım ediyor. Biz bu destekleri verirken de size bağış vermiyoruz. Bu tamamen sizin hakkınız, devletin bunu yapması gerektiği için yapıyoruz diye hissettirmeye çalışıyoruz.
“ABARTMA”
Kendi açımızdan baktığımda plaket verilmesine hasta oluyorum, rahatsız oluyorum. Makam aracı kullanmıyorum, kendimin abartılmasına kızıyorum. Abartma… Biz bir memuruz, böyle görün. Böyle görmezse sizden bir şey isteyemez, mahallesine, semtine… Halbuki, para benim, bu parayla şunu yap demesini istiyorum. Bu kültürü geliştirmeye çalışıyoruz.
“İŞBİRLİĞİ YAPMAYAN GİTTİ”
-Sorunları büyük yeni ilçeler geldi, büyükşehirn dokunuşlarına ihtiyaç var mı?
Yavaş: Var. Şöyle, Ovacık Metrosu için bir plan değişikliği lazım Keçiören reddediyor. Sanki benim işim gibi zannediyor. Halbuki Keçiören halkı yararlanacak. Akyurt Belediyesi’nden kesimhane için yer istedik, vermedi. Bunlar ortadan kalkacak. İşbirliği olduğu için eksikleri daha çabuk giderebileceğiz. İmarla ilgili aynı şekilde sorunlar var. Onların engel olduğu, yazması gereken yazıyı vermiyor, tahsis yapmıyor. Bunlar ortadan kalkacak. Daha süratli hareket edebileceğimize inanıyorum. Başkanların tutumu sanki büyükşehir düşman kuvvet, böyle baktılar. Gelen yazılarda tavırlar böyleydi. Kaybettiğimiz sekiz ilçe belediye başkanına çağrıda bulunuyorum: Belediye meclisinde de aynı şeyi söyleyeceğim. El ele tutuşalım, eksikleri beraber giderelim. Yapmazsanız da siz bilirsiniz. Ben daha önce teklifi yaptım, kabul etmediler. Etmeyenlerin hepsi gitti. Onlara söylemiştim, sizi halka şikâyet edeceğim diye, elimden tutmadı diye. Onun da karşılığı oldu açıkçası.
“RANT GEÇMEDİ GEÇMEYECEK”
-İmar rantı konusundaki tavrınız da biliniyor…
Yavaş: Eskiden paftaları yere serip, hangi imar uygulaması nereden ne kadar rant çıkarırım… Bu dönem rant geçmedi buradan. Şimdi de geçmeyecek. Zaten yapacaklar bize gelmiyor. Çünkü bunu yapacaklar imar planı yapan kuruluşlar var oralardan hallediyor.Geçen 25 yılda yapılandan daha fazla yeşil alan yaptık. Atatürk Orman Çiftliği’nde evcil hayvanlar parkı yaza bitiyor, açacağız. Yaptıklarımızın hiçbirinde ticari bir iş yok, bu çok önemli. İnsanlar fark etmiyor, parası olan belki para harcamak istiyor ama olmayan da çocuğunun gözünü kapatıyor. Bu park falan değil, ticari kuruluş gezisi, AVM gezisinden farkı yok geçmiş dönemden kalan bazı parkların… Uzun dönemli de kiraya verilmiş. Bizde böyle bir anlayış yok. Bizim parkımızda çayla sudan başka bir şey yok. Herkes gelecek piknik yapar gibi vakit geçirecek.
“KAYBEDİLENLERİ KAZANABİLİRDİK
-Yüzde 60’lık sonucu bekliyor muydunuz?
Yavaş: Eylül-ekim aylarında yaptırdığımız anketlerde yüzde 61 çıktı. Bazı anketlerde 65 çıktı. Zaten ilçe anketleri de yaptırdım. Tabii arkadaşları ikna etmek zor oldu. Hemen hepsinde yüzde 50’nin üzerinde çıkıyordum. İkna ettiklerimizi kazandık, ikna edemediklerimizi kaybettik. Aslında kaybedilenlerin hepsi kazanılabilirdi.