Kahramanmaraş’ta 35 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı Davası’nda ilk duruşma bugün Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. İki gün sürmesi planlanan duruşmada ilk gün müşteki avukatları, sanıklar, sanık avukatları ve müştekiler dinlendi. Duruşmaya yarın 09.30’da tanıkların dinlenmesi ile devam edilecek.
Ezgi Apartmanı Davası’nda ilk duruşma, kimlik tespitlerinin ardından iddianame özetinin okunması ile başladı. Tutuklu müteahhit Y. A. ve tutuklu sorumlu mühendis M.T. duruşmada hazır bulunurken mimar E. D. SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
İlk savunmayı yapan E. D., suçlamaları reddetti. Kendisinin iç mimar olarak kaba inşaat ile alakası olmadığını söyleyen E.D. binanın yıkılma nedeninin Kervan Pastanesi’nin yaptığı tadilat ile alakasının olmadığını iddia etti.
E. D., yıkılma nedeni olarak beton kalitesi başta olmak üzere projenin sorumluluklarını yerine getirmeyenler ve bunu denetlemeyenler olduğunu söyledi. E. D. ayrıca “Ben fen adamı değilim, sanat adamıyım. Mağdurum. Müteahhit bile bilinçli taksirle yargılanırken ben neden olası kastla yargılanıyorum?” ifadeleriyle tutuksuz yargılanma talebiyle tahliyesini istedi.
KAYIP YAKINLARINDAN TEPKİ
E. D., mahkeme başkanının “Tadilat yapıldığına ilişkin fotoğrafları gördün mü?” sorusuna “Gördüm ancak fotoğrafların bu binaya ait olduğunu düşünmüyorum. Bu fotoğraflar internetten bulunabilecek şeyler” yanıtını verdi. E. D.‘nin yanıtı kayıp yakınlarının tepkisine neden oldu.
Sanık avukatları tarafında Av. Ersan Şen, müşteki tarafında Av. Rezan Epözdemir ve Kahramanmaraş Barosu Başkanı M. Burak Gül ve Tutar Yapı Sitesi ile Ekim Apartmanı davalarının avukatları salonda hazır bulunuyor.
TANSİYON YÜKSELDİ
Tutuklu iç mimar E. D.’nin savunması sonrası müştekilerin sorularına geçildi. Müştekilerin E.D.’nin açıklamalarında çelişki olduğunu belirtmesi üzerine E.D.’nin avukatı, “Müvekkilimin tanık olarak verdiği ifadeler, şüpheli pozisyonunda ifade vermesiyle geçersiz hale gelmiştir” savunmasını yaptı.
Soru cevap kısmında sanık avukatlarının da sanık E.D.’ye soru sorması üzerine avukat Dr. Rezan Epözdemir, “Sayın Başkan, burada bir usul sorunu var. Bu işleyiş ile müştekilere yönelik çapraz sorgu gibi bir durum oluyor” itirazında bulundu. Talep mahkeme heyeti tarafından kabul edildi.
Sonrasında ise sanık avukatı “Duruşma naklen yayınlanıyor, tweetler atılıyor” tepkisi üzerine tansiyon yükseldi. Müşteki tarafı bu iddiaya karşı çıkarken Av. Epözdemir “Duruşma salonundan ses ve görüntü aktarımı yapılmadığı sürece paylaşımlar bu biçimde değerlendirilemez” ifadelerini kullandı.
“ERSAN ŞEN NEDEN RAHATSIZ OLUYOR?”
Başka bir kayıp yakını avukatın “Duruşmanın takip edilmesinden Rezan Epözdemir rahatsız olmuyor da, Ersan Şen neden rahatsız oluyor? Biz rahatsız olmuyoruz. Siz rahatsız oluyorsunuz; çünkü kaçakları savunduğunuz için çekiniyorsunuz” demesiyle sözlü münakaşa yaşandı.
Bunun üzerine duruşmaya ara verildi.
“ISMARLAMA RAPORLARLA MASAL ANLATILIYOR”
Aradan sonra duruşmaya tutuklu E.D.’nin avukatının savunması ile devam edildi. Aldıkları raporlara atıf yapan sanık avukatı, öncelikle yargılama tasnifinin yeniden yapılmasını ve olası kast yerine bilinçli taksir ile yargılama yapılması gerektiğini söyledi. Sanık avukatı ayrıca binanın yıkılma nedenlerinin kaçak kat çıkılması, beton kalitesi ve projesinden kaynaklı olduğunu iddia etti. Sanık savunması yerine yargılama tasnifine yönelik savunma yapılmasına Av. Epözdemir, “Bu durum usule aykırıdır” diyerek tepki gösterdi. Sanık avukatının savunmasından sonra tutuklu sanıklardan sorumlu mühendis M.T. savunma yaptı. Savunmasına “Ben burada mühendis gibi konuşacağım” diyen M.T. şunları söyledi:
“HERKESİN MALUMU”
“Kimse kusura bakmasın. Saatlerdir burada ısmarlama ve masa başında hazırlanan raporlarla masallar dinliyoruz. Tüm suçlamaları reddediyorum. Yok denilen kolonlar hem statik hem de mimari planda vardı. Bunların delilleri de var. Sorumlu olduğum birçok bina var. İçlerinde orta hasar alan bile yok. Yalnızca Ezgi Apartmanı var. Tadilat adı altında binayı paramparça yapmışlar, ısmarlama raporlarla bina çürüktü diyorlar. Beton kalitesiz olsa, kolonlar kesildiği anda yıkılırdı. Ben 6 ay hapiste yatarken kaçanlar uzaktan siparişle rapor yollayıp gerçekleri çarpıtmaya çalışıyorlar. Ayrıca karot almanın da kuralları vardır. Örneğin içinde donatı olan örnekten karot alınmaz. Yalnızca İnşaat Mühendisleri Odası Ankara şubesinin hazırladığı rapor doğru. Çünkü o raporu hazırlayanların başındaki kişi, ısmarlama rapor hazırlamaz. ”
BURASI TELEVİZYON PROGRAMI DEĞİL
Sanık mühendis M.T.’nin yönlendirme raporlar hazırlanmasına atıf yaptığı sırada bir müşteki avukatı “Duygusaldır nedeni” yorumunda bulundu. M.T. bu yoruma “Onu ben söyleyemem ama herkesin malumu” yanıtını verdi. Savunması sonrası M.T.’ye sanık avukatı Ersan Şen sorular yöneltti. Şen’in sorularına hem M.T.’nin avukatı hem de müşteki avukatları “Bunlar soru değil yorum” diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine sanık avukatı ile Ersan Şen arasındaki tartışma yaşandı. Avukat, Şen’e, “Burası televizyon programı değil Ersan Şen. Duruşma salonundasınız, moderatör eşliğinde yapılan bir tartışma programında değilsiniz. Avukatı olduğunuz firari sanıkları getirin de biz de onlara böyle sorular soralım” dedi. Bunun üzerine Şen, “Kaçakları yakalamaz bizim işimiz değil. Devletin jandarması var, polisi var. Siz her kaçak müvekkilinizi getirip teslim ediyor musunuz” yanıtını verdi. M.T., Ersan Şen’in iddialarını reddederken Şen’in sorularına bir süre sonra “Kelime oyunlarına gelmeyeceğim” diyerek yanıt vermeyi reddetti. Bunun üzerine kayıp yakınları M.T.’yi alkışladı. Şen’in M.T.’ye yönelik “kızmayın canım, bir şey demiyorum” ifadesi de salonda tepki topladı. M.T.’nin avukatı ise yaptığı açıklamada “Zemin, beton ve kolon konularında her şey delilleri ile ortada” dedi. M.T.’den sonra savunma yapan tutuklu müteahhit Y.A da suçlamaları reddetti. “Ben mühendisim. Mühendis iki şey yapmaz, demir çalmaz, beton çalmaz” diyen Y.A., sözlerine şöyle devam etti:
“Ben bu binaya 1996’da başladım. Hazır beton kullandım. İnşaatta nervürlü demir zorunluluğu 2000’den sonra geldiği halde ben tüccar bir arkadaşım vasıtasıyla nervürlü demir getirtip kullandım. 23 binamdan yalnızca iki tanesi yıkıldı. Onlar da kolon kiriş kesme iddiası olan iki bina. Kahramanmaraş’ta 1 liraya yaptıracağım statik projesi için Ankara’dan 10 liraya uzman buldum. Yaptığım binaları herkes bilir. Cumhurbaşkanlığı’ndan geçmişte defalarca ödül aldım. Ben binayı üstüne çivi bile çakmadan teslim ettim. “Kahramanmaraş yıkılsa bu bina yıkılmaz” derdim. Ancak sonradan zemin katını alanlar kolonlar kesti, perde duvarı kırmış ve alanı birleştirdi. Yine yaptığım ve çarşıda bulunan 96 dükkanlı yerin etrafındaki her yer yıkıldı. Benim yaptığım dükkanların birisine bile bir şey olmadı. Şu an bu biçimde heyet karşısında olmak benim için züldür.”
Hem M.T.’nin hem de Y.A.’nın avukatları mahkemeden tutuksuz yargılanmak üzere tahliye talebinde bulundu. Başkan yardımcısı seviyesinde duruşmayı takip eden Türkiye Barolar Birliği de davaya müdahil olma talebinde bulundu. Sanıkların ve avukatlarının savunmaları sonrası kayıp yakınları dinlendi. Firari sanık Sami Kervancıoğlu’nun “Biz orada çok kapsamlı tadilat yaptık. Mescit yaptık, abdesthane yaptık” sözlerini anımsatan kayıp yakını Nurgül Göksu, “Tutuklu E.D. işim dağıldı diyor, bizim hayatımız dağıldı” dedi. Kayıp yakını Beyza Tanrıverdi de iç mimar E.D’.nin “6 Aydır ailemi göremiyorum” sözüne “Biz bir ömür ailemizi göremeyeceğiz” diyerek tepki gösterdi.
“UYARDIĞIMDA BANA ‘HADDİNİ BİL’ DEDİLER”
Binadan sağ çıkan ve eşini kaybeden apartman görevlisi Mulla Kenger, “Tadilatı yapan şirket çalışanlarını uyardığımda bana defalarca ‘Haddini bil, sen karışma böyle şeylere’ şeklinde yanıtlar aldım. Bir süre sonra ‘Sen buradan geçme arkadan dolan’ diyerek beni tadilat alanından uzaklaştırdılar. 2017 yılında binada statiği bozacak ölçüde tadilat yapılmasına ilişkin dilekçedeki fotoğrafları ben çekip iletmiştim. O dönem hem Çevre, Şehir ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü hem de Kahramanmaraş Onikişubat Belediyesi bu başvuruya ‘Statiği bozacak ölçüde tadilat yapılmamıştır’ şeklinde yanıt vermişti. Sanıklardan E.D.’ye de sormak istiyorum: Kirişi, tablayı kesen kimdi?” ifadelerini kullandı.
Açıklanan ara kararda mahkeme, Türkiye Barolar Birliği ve Kahramanmaraş Barosu‘nun davaya müdahil olma taleplerini reddetti. Kayıp yakınlarının ifadelerinin ardından duruşmaya yarın 09.30’da devam edilecek.