İstanbul’da 5 yıl önce Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen bir düğün nedeniyle trafiğin kapatılmasına tepki gösteren avukat Sertuğ Sürenoğlu’nu ekip aracı içerisine alarak darbeden Cumhurbaşkanı korumaları hakkında, ‘basit yaralama’ suçuyla asliye ceza mahkemesinde açılan dava dosyası, ‘işkence ihtimali’ göz önüne alınarak ağır ceza mahkemesine gönderildi.
Çırağan Sarayı’nda 13 Nisan 2019’da Demirören ve Kalyoncu
ailelerinin düğünü nedeniyle trafiğin kapatılmasına tepki gösteren avukat
Sertuğ Sürenoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın korumaları
tarafından ekip aracı içerisine alınarak darbedildi.
Gözü moraran ve vücudunun
çeşitli yerinden yaralanan avukat Sürenoğlu ile meslektaşlarının 5 yıllık hukuk
mücadelesinin ardından iki polis memuru hakkında ‘zor kullanma yetkisini aşmak
suretiyle basit kasten yaralama’ suçundan İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesinde
6 aydan 1.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya halen
görevde olan sanıklar E.F.A. ile Ö.F.K. katılmazken, avukatları mahkemede hazır
bulundu. Müşteki avukat Sertuğ Sürenoğlu ile çok sayıda avukat duruşmaya
katıldı. Türkiye Barolar Birliği (TBB), İstanbul Barosu, Tekirdağ Barosu ,
İzmir Barosu ve Muğla Barosu Başkanlıklarından temsilciler de duruşmaya
gelerek, davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, tüm baro başkanlıklarının
katılma taleplerini kabul etti.
SAVCI: İŞKENCE SUÇU İHTİMALİ VAR
Mütalaasını açıklayan savcı, avukat Sürenoğlu’nun
beyanlarının ve hakkında hazırlanan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarının dikkate
alındığını belirterek, sanıklara yöneltilen suçlamanın, ‘işkence suçunu
oluşturma ihtimali’ bulunduğunu, işkence suçunda da takdir ve değerlendirme
görev ve yetkisinin ağır ceza mahkemesinde olduğunu belirterek, dosyanın
görevsizlik kararı verilerek ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep etti.
POLİSLERİN TUTUKLANMALARI TALEP EDİLDİ
Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun avukatları, mütalaaya
katıldıklarını belirterek, dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini ve
sanıkların ‘işkence’ suçundan yargılanmalarını talep ettiler.
Avukatlar ayrıca
halen görevde olan polis memurları hakkında tutuklama kararı verilmesini de
istedi.
“MESLEKTAŞLARIMIZ OLMASAYDI OLAYIN ÜZERİ ÖRTÜLECEKTİ”
İstanbul Barosu Başkanı avukat Filiz Saraç, duruşmada söz
alarak, “Meslektaşımızın dirayeti, barolar ve hak savunucusu
meslektaşlarımız olmasaydı bugün bu konu, işkence edenlerin işkence mağdurunu
suçlu ilan ettikleri üzeri örtülen bir olay olarak kalacaktı” diyerek, bu
davanın, bu davanın, Türkiye’nin Anayasa’da belirtilen insan haklarına saygılı
bir hukuk devleti olması için verilen mücadele olduğunu ifade etti.
Avukat
Filiz Saraç, 2019’da Türkiye Barolar Birliği yöneticisi olduğunu ve bu konunun
takibi için görevlendirildiğini belirterek, duruşmaya Baro Başkanı olarak
katıldığını kaydetti.
Saraç, yargılamada sadece iki polisin değil, o gün orada
bulunan, işkenceyi seyreden, katılan, etkin soruşturmayı yapmayan ve bu süreci
5 yıl boyunca uzatan kim varsa yargı önüne çıkarılması için eksikliklerin
tamamlanması gerektiğini belirtti.
MÜVEKKİLLER GÖREVDE
Sanık avukatları, müvekkillerinin görevleri nedeniyle bu
duruşmaya katılamadıklarını ancak bir sonraki duruşmada hazır edeceklerini
kaydederek, mütalaaya katılmadıklarını söyledi.
DOSYA AĞIR CEZAYA GÖNDERİLDİ
Kararını açıklayan mahkeme; müşteki beyanları ve doktor
raporları birlikte değerlendirildiğinde, sanıklara yöneltilen eylemin işkence
suçunu oluşturma ihtimalinin olduğunu belirterek, dosyada görevsizlik kararı
verdi.
Dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar veren mahkeme,
müşteki aukatlarının, sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmesi yönündeki
taleplerini reddetti.