Amerika kıtasının en fakir ülkelerinden biri olan Haiti, 2010 yılında insanlık tarihinin gördüğü en yıkıcı depremlerden birine sahne oldu. Tropik plajlara ev sahipliği yapan küçük Karayip ülkesi adeta bütünüyle yıkılırken, kaç kişinin yaşamını yitirdiğine dair bir sayı hala verilemiyor.
Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve başta Hatay olmak üzere çevre illerde on binlerce vatandaşımızın yaşamına mal olan depremlerin 1. yıl dönümünde, tüm Türkiye yasta.
Enkaz altında sonlanan yaşamlar yurttaşlar tarafından anılıyor. Yaşanan depremlerden ders çıkarıp çıkarmadığımız televizyonlarda hararetle tartışılıyor.
Dünyanın geri kalanında, özellikle az gelişmiş pek çok ülkede de durum böyle. Hatalardan ders alınmadığı ve tarihin sık sık tekerrür ettiği görülmekte.
12 Ocak 2010’da, yerel saatle 16:53’te, Haiti’nin başkenti Port-au Prince’in 25 kilometre batısında gerçekleşen deprem de bunlardan biri ve “21. yüzyılın en yıkıcı depremi” olarak kayıtlara geçti.
7.0 büyüklüğündeki deprem, takip eden iki hafta içerisinde yaşanan 52 artçı depremle hasarı derinleştirdi.
ÖLÜ SAYISI GİDEREK ARTTI
41 saniye süren depremde başkanlık sarayı, parlamento, başkent katedrali ve ülkenin en büyük hapishanesi de dahil olmak üzere toplam 280 bin bina yıkılırken, depremden toplamda 3 milyon kişi etkilendi ve 1 milyon 300 bin kişi de evsiz kaldı.
15 Ocak’ta Uluslararası Kızılhaç, 45 ila 50 bin arasında kişinin yaşamını yitirdiğini duyurmuştu ki 24 Ocak’ta Haiti İletişim Bakanı, 150 binden fazla ölü olduğunu açıkladı. Günler geçtikçe sayı da giderek artıyordu…27 Ocak’ta, Haiti Başkanı Rene Preval, 170 bine yakın cansız beden olduğunu belirtirken gerçek sayıyı asla bilemeyeceklerini iddia etti.21 Şubat’ta gelen diğer bir açıklamasında Preval, ölü sayısının 300 bine yükseldiğini, 300 bine yakın da yaralı olduğunu açıkladı.Haiti Başbakanı Jean-Max Bellerive, depremin 1. yılında Miami’de yaptığı açıklamada, ölü sayısını 316 bin olarak duyurdu.BAŞKENTTEN ESER KALMADI…
Verilen yuvarlak sayılar, toplu mezarlar ve kaydedilmeyen ölüler, gerçek bilançonun belki de asla bilinemeyeceğinin en büyük göstergesi.
Kıtanın en fakir ülkesi olan Haiti’nin, zaten zayıf olan devlet teşkilatı, depremin ardından adeta çöktü. 2010 Şubatı’nda, başkentte ne başkanlık sarayı ne de meclis kalmıştı. Bunların dışında çok sayıda hastane okul, mahkeme binası ve vergi dairesi de yıkılmıştı
Haiti’den geriye pek bir şey kalmamıştı ki başbakan bile ölü sayılarını ABD’nin Florida eyaletindeki Miami kentinde açıkladı.
Haiti Başbakanı Jean-Max Bellerive
Binlerce insan, bu dünyada hiç var olmamış gibi, hiçbir yere kaydedilmeden gömüldü, on binlerce kişi ise kendine ancak toplu mezarlarda yer bulabildi.
SALGIN HASTALIK BİNLERCE CAN ALDI
Depremden 1 yıl sonra, 2011 Ocak ayında yapılan gözlemlerde felaketin boyutları daha net bir şekilde ortaya çıktı.
Başkentte o sıralar, 3 bin 500 kişinin yaşamına mal olan bir kolera salgını vardı. Salgına toplamda 150 bin kişi yakalanmıştı. Sebebi açıktı; 1.3 milyon kişinin evsiz kalıp çadırlarda yaşamaya başladığı sıcak ülkede, temiz suya erişim en büyük sorundu.
YARALAR HALA SARILABİLMİŞ DEĞİL
Depremin 1. yıl dönümünde, başkanlık sarayı bile yeniden inşa edilememiş, etrafı çitlerle çevrili duruyordu.
Caddelerde uluslararası yardım ekiplerinin araçlarının oluşturduğu trafik ve sokakları çevreleyen çadır kentler, oldukça kaotik manzaralar oluşturuyordu.
Uzun süre sonra bile şehirlerde imar çalışmaları gözlemlenmezken, yapılan uluslararası yardımlar büyük yolsuzluk haberlerinin gölgesinde kalıyordu.
Haiti, yaralarını hala sarabilmiş değil…