CHP’de ‘İstanbul’ lansmanı: Ekrem İmamoğlu adaylığını açıklıyor

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerinde yeniden aday olacak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün itibarıyla seçim çalışmalarına başlıyor. İmamoğlu, aday lansman tanıtım toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

CHP’de ‘İstanbul’ lansmanı: Ekrem İmamoğlu adaylığını açıklıyor
REKLAM ALANI
Yayınlama: 05.01.2024
A+
A-

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul’daki yerel seçim çalışmalarına bugün resmen başlıyor. 

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen aday lansmanında, yerel seçimlerde yeniden aday olacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Tam yol ileri” sloganıyla seçim çalışmalarını başlatacak.

Genel Başkan Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de lansmana katılıyor. 

CHP'de 'İstanbul' lansmanı: Ekrem İmamoğlu adaylığını açıklıyor

ÇELİK: ‘CEZALANDIRILAN İMAMOĞLU DEĞİL İSTANBULLULARDIR’

Lansmanda açılış konuşmasını Özgür Çelik yaptı.

Çelik şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul 2019’dan beri katılımcı, adil bir yönetim tarafından yönetiliyor. Ekrem İmamoğlu yönetiminde önemli başarılar elde etti. Bu başarılar büyük engellemelere maruz kaldı. Hizmetleri engellemeye çalışanlara sesleniyorum. Burada cezalandırmaya çalıştığınız CHP değil, Ekrem İmamoğlu değil, İstanbullulardır ve İstanbullular bunu görüyor. Güzel yürekli ülkemizin güzel insanları bu tabloyu hak etmiyor. Bu yüzden tarihi bir seçim. 2028’e giderken halkımıza umut olacağız.

Biz bu ülkenin çimentosuyuz. CHP, “Yurtta barış” diyen, “Dünya’da barış” diyen Gazi Mustafa Kemal’in partisidir. Genel Başkanımız Özgür Özel öncülüğünde halkın gönlüne sevgi tohumları ekeceğiz. İstanbul’un 39 ilçesinde 30 bin sandığı 100 bin kişiyle savunacağız. İstanbul’u yeniden kazanacağız. Bunu İstanbul İttifakı’yla başaracağız. Mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız!”

Ardından kürsüye CHP lideri Özgür Özel çıktı. 

CHP'de 'İstanbul' lansmanı: Ekrem İmamoğlu adaylığını açıklıyor

ÖZEL’DEN ERDOĞAN’A: SEBEBİ KENDİ GÜTTÜĞÜ KAN DAVASI

Özel’in sözlerinden satır başları şu şekilde:

* Napolyon’un bana dünyayı verseniz ona başkent yaparım dediği şehirde, Fatih Sultan Mehmet’in çağ açıp çağ kapattığı şehirde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkenin ziğneti dediği şehirde beş yıldır hizmet veren Ekrem İmamoğlu’nun yeniden beş yıl hizmet vermesi için bir aradayız.

* Bir ülkenin olabilmesi için o ülkenin ordusunun sınırlarını koruması ve bir sözleşmesi olması lazım. Bir sözleşmemiz var. Hepimizin üzerinde mutabık olduğu bir anayasamız yok ama ilk dört maddesinde mutabık olduğumuz bir anayasamız var. O anayasa, değiştirilene kadar hepimizi bağlıyor. Eğer siz o anayasanın bir maddesini yok sayarsanız başka birinin de başka bir maddeyi yok sayma tartışmasını kabul edersiniz. Öyle yapay bir gündemle karşı karşıyayız, birileri çıkıp bu madde benim için yok diyor. Sebebi kendi güttüğü kan davası. 

“BİRİLERİ DEVLETİN ÇİVİSİNİ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAKTA”

* Anayasa’nın 153’üncü maddesi Anayasa Mahkemesi’nin kararını bağlayıcı olduğunu söylerken birisinin talimatıyla beş kişi Anayasa’nın o sayfasını yırttı attı. Bu, başka birisinin Anayasa’nın 75’inci maddesini yok saymasını kabul etmek olur. Başka birisi gelir Anayasa’nın 101’inci maddesini atar. O, Cumhurbaşkanı’nın olmaması demektir. Yani birileri gelmiş devletin çivisini çıkarmaya çalışmaktadır.

* Burada iki büyük ailenin temsilcileri var. Birisi Cumhuriyet Halk Partisi ailesidir, diğeri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Bu iki ailenin ortak bir çocuğu var: Tayfun Kahraman. Burada Tayfun Kahraman nezdinde, Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı, Çiğdem Mater’i selamlamak isterim.

* Bu insanlar her biri temsil ettikleri meslek grubu yöneticileri olarak Gezi Platformu’nda yer aldılar. Bu insanlar dönemin başbakanıyla görüşmek istediler. Gezi’de bir kişinin daha burnunun kanamaması için çaba sarf ettiler. Bunun için altı madde istediler. Ne istiyorlardı: Ağaçları kesmeyin diyorlardı. Gezi Parkı’nı kesip yerine Topçu Kışlası yapmayın, AKM’yi yıkıp yerine AVM yapmayın, gençleri nezarethaneye atmayın diyorlardı. Bugün Gezi Parkı yerinde duruyorsa Mücella Yapıcı sayesinde, Can Atalay sayesinde, Mine Özerden sayesinde duruyor. Bugün AKM, AKM olarak duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor.

“HADSİZLİĞİN SORUMLUSU SENSİN ERDOĞAN”

* Şimdi diyorlar ki bunlar bize darbe yapmaya çalıştılar. Mahkeme salsa da salmam diyor. Her şeye ben karar veririm diyor. Ama İstanbul’un iki güzide takımı 100’üncü yılın son derbisini oynayacak. Alıp onları Riyad’a götürüyorlar. Sanki bilmezmiş gibi onlar gelince Anıtkabir’e gitmiyorlar. Sanki bilmezmiş gibi senin bir adım önüne gelip ‘Merhaba asker’ diye Türkçe selamlamaktan yani Türkçe’yi saygıyla ağzına almaktan imtina eden birinin ne yapacağını bilmezmiş gibi İstanbul’un, İzmir’in Türkiye’nin hak ettiği son derbiyi götürüyor ve orada Gazi Mustafa Kemal’i utanmadan pazarlık konusu yapmaya niyetleniyorlar sonra biz çıkıp her şeyden sen sorumlusun da bu konuda neden sorumlu değilsin diye sorduğumuzda açıklama yaptırıyorlar cumhurbaşkanımızın bu konuda bir dahli yok, bunu kulüplere sorduk biz yaptık diye. 

* Dahlin yoksa Gezi’den de elini çek, dahlin yoksa bu milletin evlatlarından elini çek. Yok her şeyi sen biliyorsan o maçı da oraya sen götürdün, o Suudi Arabistanlıların ‘İstiklal Marşı’nı okutmayız’ diyecek hadsizliğin sorumlusu da sensin Recep Tayyip Erdoğan.

AYRINTILAR GELECEK…

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.