TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı’nda yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or, “Yerel seçimlere bu kadar kısa süre kalmışken aceleye getirilmiş, somut verilere, ciddi bir analiz ve plana dayanmayan, yeterli olmadığı gibi gerçekçi vaatler de içermeyen bir açıklama dedi.
İMO İstanbul Şube’den Özer Or, Erdoğan’ın Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı’nda yaptığı açıklamalarıyla ilgili Cumhuriyet’e konuştu.Erdoğan’ın “Yarısı Bizden Kampanyası’yla toplamda 350 bin konutun dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” sözlerine tepki gösteren Or, “Yerel seçimlere bu kadar kısa süre kalmışken aceleye getirilmiş, somut verilere, ciddi bir analiz ve plana dayanmayan, yeterli olmadığı gibi gerçekçi vaatler de içermeyen bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. Yerel seçimler öncesinde, sektöre moral vermeye, ekonomide canlanma ve toplumda istihdam beklentisi yaratmaya yönelik bir gayretin ürünü gibi görünüyor” dedi. Or, “Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin depreme hazırlanmasında dün de geç kalınmıştı, yarın daha da geç kalınmış olacak. Yirmi bir yıllık AKP iktidarı ve yirmi beş yıl elinde bulundurduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi tabii ki çok geç kalmıştır. 1999 Depremlerinden sonra geçen sürede yapılabilecek olanların çok azı yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Hukuku aşmak için’
Projenin, yanlış sonuçlara yol açan önceki yasanın ve uygulamaların devamcısı olduğunu belirten Or, “Hak gasplarının engellenmesi gibi hukuki süreçler nedeniyle ortaya çıkan yavaşlamaları ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Engel olarak gördükleri hukuku aşmak için yasada yaptıkları değişiklik ve ilavelerin de yine anayasamıza aykırı olduğunu pek çok uzman daha ilk andan itibaren belirtti. Bu aykırılıklar giderilmiş değil ve sürecin ne şekilde ilerleyeceğini öngörebilmek zor” diye konuştu.
‘Eksik bir doğru’
Erdoğan’ın “Hedefimiz 5 yıl içerisinde 600 bini acilen olmak üzere toplam 1,5 milyon bağımsız riskli bölümü dönüştürmek” sözlerini anımsatan Or, şunları kaydetti:
“Bu ifade eksik bir doğrudur. 600 bin bina risklidir fakat her biri aynı derecede riskli değildir. Hızlı tarama çalışmaları ile binalar tekil olarak incelenmeli ve riskleri belirlenmeli verilerin analizlerine göre öncelikleri dikkate alan bir plan yapılmalıdır. Sunulan projeden faydalanacak vatandaşlarımızın gerçekten yüksek riskli yapılarda barınanlar olup olmadıklarını bilemiyoruz ve bilemeyeceğiz çünkü bununla ilgili çalışmalar beklenen hızda yürütülmüyor. Elimizde yapı stoku envanter çalışması sonuçları olmadan İstanbul’a veya herhangi bir şehrimize dair ciddi bir depreme hazırlık planı yapmamız mümkün değildir. Ekonomik açıdan kolay görünen, rant cazibesi yarata bölgelerde rasgele yenileme yaparsak riskleri azaltıp azaltmadığımızdan emin olamayız.”