ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu yaptığı açıklama ile son dönemde eğitimde artan gerici politika ve uygulamalar ile ‘Şeyh Said’ tartışmaları üzerine bir çağrı açıklaması yaptı.
ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu, son dönemde Milli Eğitim Bakanlığı’nın “ÇEDES” projesi ve Bakan Yusuf Tekin’in cemaatlerle işbirliğini savunduğu sözleri ile ‘Şeyh Sait’ tartışmaları üzerinden artan laiklik karşıtı politikalar üzerine açıklama yaptı.
Açıklamada “ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu olarak, Cumhuriyetimizin bölünmez bütünlüğü ve laiklik ilkemizin daimî ve yılmaz bekçileri olduğumuzu yineliyoruz. Karşı devrimci bu tür eylemlerin son bulması için her alanda direnişe geçilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz” vurgusunda bulunuldu.
Açıklamadan başlıklar şöyle:
LAİKLİK AYAKLAR ALTINDA: İktidarın laiklik karşıtı politikalarının günden güne sertleştiğine şahit oluyoruz. İrticai faaliyetler ve çığırtkanlığı yapılan şeriat taleplerinin sistematik bir şekilde arttığı açıkça görülüyor. İzmir ve Eskişehir’den sonra bu kez de Kırklareli’nde birçok okula Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “Değerler Eğitimi” vermesi için, sözde “manevi danışman” atandı. “Öğrencileri; bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; millî, ahlaki, insanî, manevi ve kültürel değerlere göre yetiştirmek” denilerek üstü örtülen, fakat herkes tarafından bilinen, anti-laik ve karşı devrimci bu eylemler, devlet ile dini inançlar arasındaki mesafeyi kaldırmakta, laiklik ilkesini ayaklar altına almaktadır. Bu proje açıkça çocuklara küçük yaşlardan beri istedikleri yönde dayattıkları din eğitimiyle Kemalist devrimlerin ön gördüğü aklı, fikri ve vicdanı hür nesillerin yetişmesini engellemeye yönelik politikaların bir ürünüdür. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına dair yapılan planları gözler önüne seren bu gelişmeye en yüksek perdeden ses çıkarmak ve laiklikten ödün vermemek, kendisini bu vatana ait gören herkesin vazifesidir.
GÖZ GÖRE GÖRE TARİKATA: Projenin büyük tehlikeler barındıran ve suistimale açık kilit noktalarından birisi de il ve ilçe müdürlüklerinin izin vermesi halinde, sözde “manevi danışmanların” ve öğrencilerin bu “eğitimi” okul dışı yerlerden de alabilecek olması. Kurulduğu tarihten beri tarikat ve cemaatlerle mücadeleyi elden bırakmamış Cumhuriyet’in evlatları, göz göre göre tarikatlara itilmekte, bizzat iktidar tarafından tarikatlara meşru bir zemin sunulmaktadır. Lakin unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müritler memleketi değildir, asla olmamıştır ve olmayacaktır. Bu uğurda gerektiğinde bazı kanlar dökülmüş, bazı canlar alınmıştır. Cumhuriyetimizi “din karşıtı” adı altında suçlayarak kendi feodal düzenlerini yeniden kurmak isteyen riyakâr isyancılar günümüzde hem iktidar hem muhalefet kanadı üzerinden türlü türlü övgülere mazhar olmaktadırlar. Kayyum bir belediye, bu Cumhuriyet karşıtı gerici isyanların simgelerinden biri hâline gelen Şeyh Said’i, bir bulvarın adında yaşatmaya çalışıyor.
KURUCU İDEOLOJİYİ YALNIZ BIRAKTILAR: Ancak ne yazık ki bu duruma ses çıkarması ve karşı hareketi örgütlemesi beklenen siyasiler ucuz oy hesapları sebebiyle kafalarını başka yönlere çeviriyorlar, hadlerini oldukça aşarak Cumhuriyete karşı isyan başlatan Şeyh Said hakkında oldukça içler acısı cümleler kullanıyorlar. Cumhuriyetimizin kurucu partisinin yönetici kadrolarının çanak tuttuğu bu saldırı, nabız yoklamasından başka bir şey değildir. Tarikat ve cemaatlere karşı olan savaşta kimin ne tarafta olduğu ‘tekrar’ belli olmuştur. Göğüslerini gererek kurucu parti olmalarıyla övünen, samimiyetten uzak siyasiler işin ucu rant ve oy olunca Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisini kolayca yalnız bırakmışlardır.
DİRENİŞ ÇAĞRISI: Bizler ise ‘kimsesizliğimize’ rağmen, mücadeleden vazgeçmeyecek, bu memleketi irticai hareketlere yem etmeyeceğiz. ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu olarak, Cumhuriyetimizin bölünmez bütünlüğü ve laiklik ilkemizin daimî ve yılmaz bekçileri olduğumuzu yineliyoruz. Karşı devrimci bu tür eylemlerin son bulması için her alanda direnişe geçilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün ümidim dediği gençler olarak, bu topraklarda kimsesizlerin kimsesi olacak, laik, demokratik, tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden kuracağız!