İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin depolarındaki eserler restorasyon laboratuvarlarının bulunduğu Atatürk Havalimanı’na taşınmaya başlandı. Uzmanlar, eserlerin müzeden en az 20 kilometre uzağa taşınmasının sorunlu olduğunu söyledi.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin depolarında yer alan eserler Atatürk Havalimanı’na taşınmaya başladı. Atatürk Havalimanı’ndaki binanın bitmesiyle müze bölgesinde yer alan laboratuvarlar kısa bir süre önce taşındı. Müzenin depolarında yer alan eserler de yeni depo binalarına taşınıyor. Bu taşınma birçok soruyu da beraberinde getirdi. Arkeoloji Müzeleri’nde daha önce de restorasyon yapıldı ve eserler müze bölgesinden dışarı çıkarılmadı. “Eserler neden bugün müzeden uzak bir bölgeye taşınıyor, neden müzenin bölgesindeki depolara kaldırılmıyor, müzeden uzağa taşınırsa nasıl restorasyon yapılır? soruları ise hâlâ güncelliğini koruyor. Tüm bu sorulara cevap almak için ulaşmaya çalıştığımız İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal telefonlarımıza cevap vermedi.
MİLLİ SARAYLAR…
Öncelikle hatırlayalım, en son Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Topkapı Sarayı ve kompleks içinde kalan tüm yapılar Cumhurbaşkanlığı’na geçti. Bu yüzden Arkeoloji Müzeleri deposu olan Topkapı Sarayı içindeki Darphane binaları da Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. Arkeoloji Müzeleri’nin de içinde olduğu Milli Saraylar’a bağlanmayan yaklaşık iki müze daha bulunuyor.
Uzmanlar, “Müzenin yeni bir depoya ihtiyacı olabilir ama Atatürk Havalimanı müzeye yaklaşık 20 kilometre uzakta, tüm müzeler ise eski Galata bölgesinde. Hem İstanbul merkez ve bölge laboratuvarının hem de Arkeoloji Müzesi depolarının bölgeden uzaklaştırılmasının yanlış olduğunun” altını çiziyor. Uzmanlar ayrıca “Taşınacaksa, bölgeye yakın binalar bulunmalı ve oraya taşınmalı. Müzenin depoya ihtiyacı var. Ama neden Darphanede kalmıyor? Buna gerekçe olarak Darphane binalarının restorasyona ihtiyacı var” diyor. Yıllardır ihtiyaç var ama kademeli olarak yapılıp depolar yine Kültür Bakanlığı’nda kalmalı. Eserlerin taşınması çok riskli diye de ekliyorlar.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri dünyanın en önemli müzelerinin başında geliyor.
Dokuz yıl boyunca İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü görevini yürütmüş olan Zeynep S. Kızıltan, “Arkeoloji Müzeleri, Türkiye müzelerindeki toplam eser sayısının üçte birine sahip. Yıllık yaklaşık 15-20 bin eser girişi olan bir müzenin depo sorunu olmaması imkânsız. Müzenin depo sorunlarını çözmek için eserlerin müzeden kilometrelerce uzak noktalara taşınarak depolanması ne kadar doğru olabilir?” diyor.
Kızıltan ayrıca arkeolojik buluntuların donanımlı müze ortamlarında saklanması ve sergilenmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
SAKINCALI…
Kızıltan, “Müzeler, topluma hizmet veren sergi salonları ile birlikte, sergilenmeyen eserlerin korunduğu depolara sahip. Dokümantasyon çalışması tamamlanmış veya sürdürülen eserler bu depolarda teknik donanıma sahip bilimsel sistematik içinde yeni sergiler ve bilimsel çalışmalar için korunur. Eserlerin korunduğu depolar ısı, ışık, nem ve biyolojik zararlılar açısından kontrol altında tutulur; güvenlikleri, teknolojik sistemlerle birlikte güvenlik görevlilerince de sağlanır. Eserlerin yangına, depreme ve su baskınlarına karşı da etkili korunması gerekir. Eserlerle ilgili tüm veriler, envanter bilgileri müze arşivlerinde korunur ve kullanılır. Çalışılan depo eserleriyle ilgili ihtiyaç duyulduğunda ayniyat birimine, kütüphaneye, fotoğraf arşivine başvurulur. Bu nedenle müze depolarının müze bütününden koparılıp uzak noktalara taşınması sakıncalıdır. Sorunun çözümü için müze içinde veya yakın çevresinde çözüm aranmalıydı” diyor.