Bu yıl rekorlar kıran otomotiv satışlarının 2024’te nasıl bir hal alacağı masaya yatırıldı. Krediye ulaşım ve finansman konularının pazarın gidişatında belirleyici olacağına dikkat çekildi. Mart ayında yapılacak yerel seçimler, bölgede yaşanan gelişmeler ve global ekonomilerdeki dalgalanmaların 2024 yılının gidişatını belirleyeceği ifade edildi.
Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, pazarın 2023’te rekor bir performans gösterdiğini belirterek, gelecek yıl için arz ve talebin dengelenmesiyle toplam pazar hacminde bir azalışla “normalleşme” yaşanacağını, krediye ulaşım ve finansman konularının pazarın genel gidişatında belirleyici rol oynayacağını bildirdi.
Türkiye otomotiv pazarı, yıl içerisinde ikinci el araç fiyatlarının sıfır fiyatını geçtiği, otomobilin yatırım aracına dönüştükten sonra Ticaret Bakanlığı’nın uyguladığı tedbirlerle normalleştiği, bulunurluğun yılın ikinci yarısından hemen sonra dengelendiği bir yılı geride bırakıyor. Ayrıca binek ve hafif ticari toplam pazarının, ilk kez 1 milyon adedi aşması da 2023 yılını otomotiv pazarı anlamında önemli bir konuma yerleştirdi.
Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, 2023 yılına ilişkin değerlendirmelerini ve 2024 öngörülerini paylaştı.
‘YÜZDE 35 DARALMA’
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, binek ve hafif ticari otomotiv pazarında araç bulunurluğunda yaşanan artışlarla birlikte yıl kapanmadan, 11 ayda 1 milyon adetlik sınırın aşıldığını anımsatarak, “Pazar, son 11 ayı rekor satışla kapattı ve yılın son ayında da benzer bir tempo bekleniyor. Böylece 2023 yılı, uzun zamandır karşılanamayan araç talebiyle rekor satışları getirmiş görünüyor” dedi.
Gelecek yıl araç bulunurluğu anlamında normalleşme sürecinin devam edeceğini belirten Bozkurt, şöyle konuştu:
“2024, daha önceki yıllarda olduğu gibi şirketlerin fırsat buldukça kampanyalar yapacağı bir yıl olacaktır. 2023’te ilk defa 1 milyonun üzerinde bir pazar elde edilmiş olsa da 2024 yılında daha farklı bir tabloyla karşılaşacağımızı öngörüyoruz. Araç fiyatlarında yükseliş, kredi maliyetleri, krediye ulaşmada zorluk ve kısıtlar, pazarın yüzde 30-35 civarında daralmasına yol açabilir. Bu noktada otomobil ve hafif ticari dahil olmak üzere 750-800 bin civarında bir pazar hacmi gerçekleşebilir.”
‘DÜNYA EKONOMİSİNİN GİDİŞATINA PARALEL’
Doğuş Otomotiv İcra ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu da Türkiye otomotiv sektörünün, çabuk reaksiyon verebilen, içinde bulunduğu durumdan çıkarımlar yaparak gelecek planlarını çevik bir şekilde yeniden kurgulayan bir sektör olmanın verdiği avantajla, 2023’te genel olarak iyi bir performans sergilediğini söyledi.
Yıl sonunda binek otomobil satışlarının 930 bin, ticari araç satışlarının ise 270 bin seviyelerinde gerçekleşerek, toplam pazarın 1,2 milyon adetle kapanmasını beklediklerini ifade eden Bilaloğlu, “2024 yılına bakacak olursak, pazarın bu seneki kadar yüksek olacağını öngörmüyoruz. Dünya ekonomisinin gidişatına paralel olarak otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 30 daralacağını düşünüyorum. Bu da 800 bin civarında bir pazara denk gelir. Dolayısıyla son 5 yıla baktığımızda aslında ‘normal’ bir pazar olacağını da belirtebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
‘NORMALİZASYON BEKLİYORUZ’
Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik de otomotiv sektörünü etkileyen küresel sorunların kademeli olarak azalması, son 3 yıldır birikmiş olan talep ve araç bulunurluğunun artması gibi etkenlerin etkisiyle Türkiye otomotiv pazarının 2023’ü beklentilerin üzerinde rekor satış adetleriyle kapattığına dikkati çekti.
Dünyanın önde gelen ekonomilerinin de karşı karşıya olduğu enflasyonist ortamın otomotiv sektörünü de etkilediğini belirten Tiftik, şunları kaydetti:
“Ülke olarak zorlu bir başlangıç yaptığımız 2023 yılını, birikmiş talebin de etkisiyle rekor seviyelerde kapatıyoruz. Birikmiş talebin büyük ölçüde 2023 yılında karşılanmış olduğunu düşünüyorum, bu doğrultuda 2024 yılında pazardaki arz ve talebin dengelenmesiyle toplam pazar hacminde bir ‘normalizasyon’ olmasını bekliyoruz. Diğer taraftan özellikle seçim sonrası para politikasının daha da sıkılaşması ile talepte bir yavaşlama/gerileme olabilir. Bahsettiğim ‘normalizasyon’ ve yavaşlama etkileriyle yeni araç pazarının yüzde 20’ler civarında geri gelmesini bekleyebiliriz. Mart ayında yapılacak yerel seçimler, bölgemizde yaşanan gelişmeler, global ekonomilerdeki dalgalanmalar da 2024 yılındaki gidişatı belirleyecek etkenler olacaktır.”
Hakan Tiftik, otomobil fiyatlarındaki beklentilere ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik konumu gereği fiyatlar üzerindeki değişimleri bugünden öngörmek çok mümkün değil. Döviz kurları başta olmak üzere pek çok parametreye bağlı bir seyir izleyen fiyatlar konusunda, tüketicilerin finansmana erişimi de büyük önem arz ediyor. Bununla birlikte araç bulunurluğunun geçtiğimiz döneme göre rahatlaması, ikinci el piyasasındaki talebi ve fiyatları da doğrudan etkileyecektir.”