Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Hasan Bitmez’in kürsüde kalp krizi geçirmesinin ardından AKP sıralarından yükselen ‘Allah’ın gazabı’ sesine ilişkin tepki göstererek, “Bu isim gizlenmeye devam ederse, Saadet Partisi ve kamuoyu olarak bu sözün sahibinin 264 AK Partili milletvekili olduğunu kabul etmek durumunda kalacağız. 263 tane AK Partili milletvekilimizi zan altında bırakmamak için bu milletvekilinin kim olduğunun tutanaklara geçirilmesi şarttır. Tarih, bu utanç vesikasını yazmak zorundadır” dedi.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda, 14 Aralık Perşembe günü yaşamını yitiren Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in ölümü ve devamında TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan olaylara dair açıklamalarda bulundu.
Hasan Bitmez’in vefatının ardından gösterilen dayanışmayı vurgulayan Kaya, “Bu hafta, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Kocaeli Milletvekili rahmetli Hasan Bitmez, bu kürsüde hakkı üstün tutmak amacıyla yapmış olduğu konuşmasını tamamladıktan sonra bir kalp krizi geçirerek yere düşmüş ve maalesef bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hakkın rahmetine kavuşmuştu. Bu süreçte, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş ve Başkanlık Divanımız olmak üzere siyasi partilerin genel başkanlarına, grup başkan ve başkanvekillerine, milletvekillerimize, özellikle Sayın Fahrettin Koca Bey’in şahsında bütün bakanlarımıza ve ilgi alakalarını esirgemeyen herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi.
“İYİ NİYET BİLDİREN TÜM SİYASİ PARTİLERE TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
Hasan Bitmez’in vefatı sonrasında asgari grup şartında oluşan eksiklik için diğer siyasi partilerden gelen iyi niyetli yaklaşımlara da değinen Kaya, “Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez’in vefat etmiş olması sebebiyle Saadet ve Gelecek Partileri olarak oluşturmuş olduğumuz milletvekili grubunda, Saadet Partisi’nin 1 milletvekili eksilmiş oldu. Bunun üzerine grubun devamı için iyi niyet bildiren, demokratik bir dayanışma için üzerimize düşecek bir vazife varsa yerine getirmeye hazırız diyen siyasi partiler oldu. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu demokratik dayanışmayı somut bir hale getirerek Saadet Partisi’nin milletvekili sayısını Meclis İç Tüzüğü’nün aradığı sayıya ulaştırmak için demokratik bir duruş ortaya koyan, bütçe görüşmelerinde Saadet Partisi’nin sesinin ve sözünün kesilmemesi için fedakarlık ve civanmertlikte bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in şahsında bütün Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve onların çalışma arkadaşlarına huzurlarınızda saygılarımı sunuyor, teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“O SÖZ TBMM İÇİN BİR UTANÇTIR”
Bülent Kaya, konuşmasının devamında Hasan Bitmez’in mecliste yaptığı konuşması sırasında AKP sıralarından gelen ‘Allah’ın gazabı’ sesine dikkat çekerek, “Mücadele de kavga da mertçe olur. Mücadelede de kavgada da kişi savunmasız kaldığı zaman mertliğin gereği, saldırıyı ve mücadeleyi durdurmaktır; insanı değeri paylaşmaktır. Bu değeri, burada bulunan bütün partiler ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki milletvekili arkadaşlarımız da gösterdi. Yere düşmesinden itibaren, kendilerinin üzerine düşen insani ve vicdani sorumluluklarını yerine getirdiler. Ama tutanaklara yansıyan bir söz var, o söz Türkiye Büyük Millet Meclisi için bir utançtır. Bu sözün, 600 milletvekili olarak takipçisi olmamız lazım. O söz neydi? Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından ‘Allah’ın gazabı böyle olur’ diye bir söz tutanaklara geçti. Hatip düştükten sonra üzüntülerini paylaşan, ilk andan itibaren müdahale eden birçok AK Partili vekil olduğunu bildiğim için bu ahlaksızca, bu utanmazca sözün sahibini ortaya çıkartmanın hem Meclis Başkanlık Divanı’nın vazifesi olduğunu düşünüyorum hem de 264 milletvekillik Adalet ve Kalkınma Partisi’nin vazifesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü o söz, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi sıralarından’ diye tutanaklara geçmedi, ‘Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından’ diye geçti. Bu isim gizlenmeye devam ederse, Saadet Partisi ve kamuoyu olarak bu sözün sahibinin 264 AK Partili milletvekili olduğunu kabul etmek durumunda kalacağız. 263 tane AK Partili milletvekilimizi zan altında bırakmamak için bu milletvekilinin kim olduğunun tutanaklara geçirilmesi şarttır. Tarih, bu utanç vesikasını yazmak zorundadır” ifadelerini kullandı.