İki kuşak, farklı ‘kayboluş’lar

Yalnızlık, kaygı, umut, sınırsızlık, yabancılaşmanın betimi bu sergilerde…

İki kuşak, farklı ‘kayboluş’lar
REKLAM ALANI
Yayınlama: 17.12.2023
A+
A-

İstanbul’da aynı temalı, iki farklı resim sergisi ziyaretçilerini bekliyor: Pınar Partanaz’ın Trump Art Gallery’deki “Kayboluş” sergisi ile, Zeynep Erkman’ın 10_12 Gallery’deki “Kim kaybolmayı istememiştir ki” sergisi, farklı kuşakların resim sanatındaki iki temsilcisinin “kaybolmaya” ilişkin çizgilerini yansıtıyor. Partanaz’ın sergisi 31 Aralık’a, Erkman’ın sergisi 6 Ocak’a dek izlenebilecek.

BİR MANİFESTO

Y kuşağı sanatçılarından Partanaz’ın yedinci kişisel sergisi olan “Kayboluş”unda, doğa ile insanın arasındaki zamansız ve karmaşık ilişki kuşkusuz ilk hissedilenlerden. Zamansızlık ve karmaşıklık, kimi resimlerde yerini yine insan ve doğanın uyumluluk-uyumsuzluk ilişkisine bırakıyor. Edebiyata, müziğe ve toplumsal kimi konulara fırça darbeleriyle değiniyor. Ve tüm bunlarla birlikte Partanaz, “soyut-figüratif” kavgasına karşı bir manifestoya girişiyor adeta kimi tablolarında. Kuşlar ve kadınlar en önemli figürler olarak dikkat çekiyor. Partanaz bunu şöyle açıklıyor: “Yalnızlık içinde soyutlanmıs¸ bireylerin kendi olus¸turdukları sınırlar içinde yarattıkları özgür dünyayı yansıtıyorum resimlerimde. Bununla birlikte, dogˆa içinde kaybolus¸ teması içinde degˆerlendirilebilecek resimlerde, portre özelliklerinin yitirilişi ve dogˆayla bütünles¸meyi odağa alıyorum. Soyut ve figuratif resmin arasındaki sınırların da kaybolus¸unu vurgulamak istiyorum.”

DEĞİŞİK DÜNYALAR

Z kuşağı sanatçılarından Erkman’ın ilk kişisel sergisi “Kim kaybolmayı istememiştir ki”de, tablolar soyut resmin bire bir örnekleri. Serginin büyük bölümünü kapsayan rengârenk tablolar, izleyiciyi gizemli bir dünyaya davet ediyor. Sergide yalnızca resimler yok. Mekâna özgü yerleştirmeler de yalnızlık, yabancılaşma, kaygı, korku ve şüphe gibi insan psikolojisinin derin yanlarını yansıtıyor. Sanatseverlere iki farklı kapı aralayan Erkman, şöyle yorumluyor: “Kendimi görmeye çalışmam beni farklı hallerimle tanıştırmış oldu. Objelerimi kendi dünyamda gezdiğim gibi, izleyicilerin de karşılaştıklarında kendi dünyalarında kaybolabilecekleri ve kendileri ile yüzleşebilecekleri şekilde mekâna yerleştirmek istedim. Yerleştirdiğim aynalara bakan kişinin kendi dünyasını kendisi ve etrafındakileri ile gözlemlemesini istedim, düşüncelerimizin de kendimizin ve etrafımızdakilerin farklı versiyonlardan oluştuğunu düşünüyorum.”

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.