Bu yıl 7. kez sanatseverlerle buluşan BASE, Derya Yücel küratörlüğünde “Gerçekliğin İçinde, Düşlerin Kıyısında” temasıyla, ziyaretçilerini ağırlıyor.
Akaretler Sıraevler ve Beşiktaş Belediyesi ev sahipliğinde, her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni nesil sanatçıların dünyaya ve sanata bakış açılarını gözler önüne seren eserlerle önceki gün kapılarını açtı.
Türkiye’nin dört bir yanından yeni mezun sanatçıların yapıtlarını aynı çatı altında birleştiren BASE’in 26 şehirde 38 üniversiteden, 120 sanatçının gerçeklik ve düşlere ilişkin yorumları yer alıyor.
130 ESER…
17 Aralık’a kadar ücretsiz görülebilecek sergide; resim, fotoğraf, seramik, cam, heykel, video, yeni medya, grafik tasarım, geleneksel Türk sanatları gibi farklı disiplinlerde üretilmiş 130 eser yer alıyor.
BASE’in küratörü Yücel, bu yılki seçkiye genel olarak bakıldığında iki temel kavramın öne çıktığını gördüğünü söylüyor ve ekliyor: “Bunlar gerçek dünyaya ve yaşama dair olgulardı. Çünkü sanat imgesiyle gerc¸eklik arasında ortadan kalkması mu¨mku¨n olmayan bir bağ var. Genç sanatçılar da üretimlerinde toplumsal, ku¨ltu¨rel ve ekonomik kos¸ullara bagˆlı olarak degˆis¸kenlik go¨steren ama nihayetinde yine kendi kişisel gerçekliklerini yansıtıyorlar. Bu noktada aslında ikinci kavram kendini gösteriyor. Bu da düşler, umutlar ve hayaller. Sanatçılar, gerc¸ekligˆi yadsıyarak c¸arpıtabilir, bilinc¸li olarak bu olgudan uzaklas¸abilir, onu as¸maya, reddetmeye ya da kırmaya c¸alıs¸abilir. Dolayısıyla Base’de yer alan genç sanatçılar da yapıtları aracılığıyla kendi gerçeklik tasarılarını yani düşlerini paylaşıyorlar. Sergi, yapıtlardaki gerçeklik ve düşler arasındaki bağlara, umutsuzluk ve umutlara dair çoksesliliğe, farklılık ve ortaklıklara işaret ediyor.”
TEKNOLOJİ ÖN PLANDA
Küratör Derya Yücel, bu yılki seçkide geçtiğimiz yıllara kıyasla yeni teknolojilerin daha fazla kullanıldığını söylüyor. Yücel, “Sanat üretiminde en temel mecralar olan resim, heykel, fotoğraf ve enstalasyon dışında video çalışmalar da ağırlıkta. Ayrıca sanal gerçeklik ve mekanlar üzerine VR çalışmaları görüyoruz, mapping, karekod ve etkileşimli tasarımların da üretimlere yansıdığını, genç sanatçıların teknolojinin olanaklarını kullanarak anlatım dillerini genişlettiğine şahit oluyoruz” diyor.