Tasarruf için yalıtım

Çevre ve enerji sorunları her geçen gün dünya için daha büyük bir tehlike haline geliyor. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Füsun Sümer, daha da yükselmesi beklenen enerji tüketiminin, çevre ve insan sağlığı sorunları ve enerji ithalatında da artışa neden olacağına dikkat çekti. Sümer, en etkin önlemin ise enerji tasarrufu olduğunu belirtti.

Tasarruf için yalıtım
REKLAM ALANI
Yayınlama: 27.11.2023
A+
A-

Ulusal ve küresel ölçekte ihtiyaçların artması enerji tüketiminin de artmasına yol açıyor. Bu konudaki plansızlık ve denetimsizlik, hem insanlık hem de doğa için büyük bir tehdit haline gelmiş durumda. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Füsun Sümer, gelinen noktada enerji tasarrufu ve yalıtımın önemini Cumhuriyet’e anlattı.

Isınma ihtiyacı konusunda halkın yeterince bilgilendirilmediğini, fiyat olarak en ucuz görülen düşük kalorili yakacakların, yalıtımsız binalarda bilinçsizce tüketildiğine dikkat çekti. Sümer, “Kış aylarında şehirler duman karanlığına gömülmekte, havadaki kükürtdioksit oranı dünya standartlarının 9-10 katına çıkmakta, insanlarımız zehir solumakta ve toplum sağlığı gün geçtikçe bozulmaktadır” dedi. Önlem alınmadığı takdirde önümüzdeki yıllarda daha da artması beklenen enerji tüketiminin, çevre ve insan sağlığı sorunları ve enerji ithalatında da artışa neden olacağını belirten Sümer, “Gelişmiş ülkeler enerji tasarrufunu, çevre ve enerji sorunlarının giderilmesinde en etkin önlem olarak değerlendirmekte. Yaşanması olası enerji sorunlarını önlemek için gelişmiş ülkelerde etkin bir enerji tasarrufu için yalıtım öncelikli çare olarak ele alınarak, ısı yalıtımı ile ilgili yönetmelik ve standartlar sürekli geliştirilmektedir” ifadelerini kullandı.

‘YETERLİ SEVİYEDE DEĞİLİZ’

Dünyada gelişen teknolojiye paralel olarak ısı yalıtım malzemelerinde görülen çeşit ve kalite artışının ülkemize de yansıdığını söyleyen Sümer, buna karşın gelişmiş ülkelere oranla yalıtım malzemelerinde yeterli kullanım seviyesinde olmadığımızı işaret etti. Sümer, bu durumun başlıca nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Yönetmeliklerin etkin uygulanmaması, denetim ve gözetim mekanizmasının etkin çalışmaması, teşvik sistemlerinin henüz oluşturulamamış olması, kamuoyunun yeterince bilinçli olmaması ve yol gösterici nitelikte çalışmaların yaygınlaşmaması.” 

‘YÜZDE 60’DAN FAZLA KATKI SAĞLAR’

Bina cephelerinde dıştan yapılan uygulamaların, ısı köprüleri ile ısı kaybedilmesi ve yoğuşmayı önlediğini, özellikle yangına dayanıklı olan malzemelerin seçilmesinin önemli olduğunu söyleyen Sümer, “Son yıllarda yüksek katlı yapılarda sık karşılaşılan yangınlarda yangın dayanımı olan malzemelerin kullanılmaması bu konunun ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir” diye konuştu. Binalarda enerjinin çok büyük bir bölümünün ısıtma ve soğutma amaçlı harcandığını vurgulayan Sümer, yalıtımın tasarruftaki etkisini şu sözlerle özetledi: “Konutların ısıtılması veya soğutulması için tüketilen enerji miktarını azaltmanın en etkili yolu ısı yalıtımı yapmaktır. Isı yalıtımı, binanın ısı kaybı ve kazancını azaltır; dolayısıyla ısıtma ve soğutma için harcanan enerji miktarı ve atmosfere salınan sera etkisine ve hava kirliliğine neden olan yanma ürünlerini azaltır. Isı yalıtımı yüzde 60’dan fazla enerji verimliliği potansiyeli sağlayabilir.”

TS 825 VE ENERJİ KİMLİK BELGESİ

Ülkemizdeki binaların yalıtılması ile ilgili standardın TS 825 numaralı “Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” standardı olduğunu anımsatan Sümer, Bu standardın AB standartlarına uyarlanan ilk halinin 29 Nisan 1998 tarihinde yürürlüğe konduğunu belirtti. 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren tüm binalarda uygulanmak üzere zorunlu hale gelen standardın en yeni halini 24 Mayıs 2008 tarihinde TSE teknik kurulunda kabul edilerek yürürlüğe girdiğini söyleyen Sümer, “26 Ağustos 2008 tarihinde Resmi Gazete’de tebliğ olarak yayımlanmıştır. Özetle, TS 825 standardı, bir binanın tasarım aşamasından başlayarak enerjinin verimli kullanılması için gerekli yalıtımların yapılmasını zorunlu hale getirmektedir” dedi.  

2009 yılında Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ile binalarda Enerji Kimlik Belgesinin gelmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Sümer, şunları söyledi:

 “Süreç içinde yeni binalarda Enerji Kimlik Belgesi aranmasına ek olarak mevcut binalara Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğu getirilmesi faydalı uygulamalardır. Ancak yeterli olması için önce kamu binalarından başlayarak doğru uygulamaların yapılması gereklidir. Özellikle mevcut binalarda Enerji Kimlik Belgesi ile enerji sınıfının belirlenmesi dışında iyileştirme çalışmaları için finansal destek ve düşük faizli kredi temini gereklidir. Enerji Kimlik Belgesi veren uzmanların eğitimi İnşaat Mühendisleri Odası tarafından verilmektedir.”

DEPREM GÜVENLİĞİNİ DE ETKİLİYOR

Isı yalıtımının genellikle farklı sıcaklıktaki dış ve iç ortamlar arasındaki ısı geçişini azaltmak için yapıldığına dikkat çeken Sümer, “Binada, duvar, pencere, kapı, döşeme, tavan, çatı vb. bölümlerde ısı ve su yalıtımı önem arz etmektedir. Yapı taşıyıcı sistem elemanlarının su ve nem gibi faktörlerden korunması ve korozyonun önlenmesi doğrudan deprem güvenliğini etkilemektedir” ifadelerini kullandı.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.