Çocuklarda diş çürüğünün ülkemizde ve dünyada yaygın görülen bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, “Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı Profili Araştırma Raporu’na göre 5 yaşındaki çocuklarda en az bir adet diş çürüğü varlığı yaklaşık yüzde 65 oranında. Eğer, 6 yaş öncesinde süt dişlerindeki çürük lezyonları tedavi edilmezse, ağız içerisindeki bakterilerin sayısı azaltılamadığı için bu bir enfeksiyon hastalığı gibi ilerliyor ve yerine gelen dişlerin çürümesine neden olabiliyor” dedi.
Türk Pedodonti Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, Ağız Diş Sağlığı Haftası’nda çocuk ağız ve diş sağlığına dikkat çekti. Prof. Dr. Kuvvetli, “Aileler bebeklerini nasıl bir pediatriste, çocuk sağlığı uzmanına götürüp her ay kilo, beslenme, aşı gibi takiplerini yaptırıyorsa çocuk diş hekimlerine (pedodontistler) de mümkün olduğu kadar erken gitmelerini istiyoruz” diye konuştu.
“DİŞ ÇÜRÜĞÜ YAYGIN BİR SAĞLIK SORUNU”
Çocuklarda diş çürüğünün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok sık ve yaygın görülen bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, “Diş çürüğü dünya tarihindeki en eski ve en yaygın kronik enfeksiyon hastalıklarından biridir” ifadesini kullandı. 2018 yılında Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde yapılmış olan bir çalışma sonucunda Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı Profili Araştırma Raporu yayınlandı. Rapora ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Kuvvetli, şunları kaydetti:
“Bu rapora göre, 5 yaşındaki çocuklarda, en az bir adet diş çürüğü varlığı oranı yaklaşık yüzde 65. Ortalama olarak hesaplandığında, 5 yaşındaki çocuklarımızın ağzında çürükten etkilenmiş 3,5’in üzerinde diş olduğu belirlendi. Ayrıca aynı çalışmada 12 yaş grubu da değerlendirildi. 12 yaş, artık süt dişlerin değişip sürekli dişlerin geldiği bir dönem. Bu yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 50’sinde en az bir diş çürüğü olduğu ve ortalama 2 civarında çürükten etkilenmiş diş varlığı saptandı. Bunlar dünya geneline göre yüksek rakamlar ama elbette dünyanın birçok ülkesinde de diş çürüğü yaygın bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor.”
“HER YAŞ GRUBUNUN FARKLI ÖZELLİKLERİ VAR”
Çocuk yaş grubunun 0-18 olarak tanımlandığını anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuk diş hekimliğinde yaş gruplarını çocuklar, ergenler ve genç erişkinler olarak sınıflamak daha doğru. 6 yaş öncesinde erken çocukluk dönemi, 6 yaş ile 12 yaş arası okul çağı, 12 yaş sonrası dönemleri de ergenlik ve genç erişkinlik olarak ayırıyoruz. Çünkü hepsinin farklı özellikleri var. Diş çürüğü her dönemde görülebilir ama özellikle erken çocukluk döneminde görülen yaygın çürükler önemli bir sağlık sorunu. Bu konuyla ilgili de çocuk diş hekimleri (pedodontistler) olarak önlemler alınması gerektiğini düşünüyoruz.”
“DİŞ ÇÜRÜĞÜNÜ AĞIZDAKİ BAKTERİLER BAŞLATIYOR VE İLERLETİYOR”
Diş çürüğüne neden olan bakterilerin karyojenik bakteriler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, şöyle devam etti:
“Diş çürüğünü oluşturan, ağızdaki şekerleri fermente ederek yan ürün olarak çeşitli asitler ortaya çıkarabilen ve ortamın pH dengesini bozabilen bir takım bakteriler var. Bu bakteriler, beslenmeyle alınan şekerlerle birleştirildiğinde ve belli bir zaman içerisinde bir arada bulunduğunda diş çürüklerinin başlamasına neden oluyor. Bu diş çürüğünün genel oluşum mekanizmasıdır. Küçük çocuklara baktığımızda da özellikle gece beslenmesi, beslenme amacıyla olmayan ama uzun sürdürülebilen bir takım emme alışkanlıkları, dişler sürdükten sonra çok uzun süre isteğe bağlı anne sütü verilmesi, çocuğun gece biberonla yatağa yatırılması, biberonun içerisindeki süte şeker ve bal katılması gibi alışkanlıklar, bu bakterilerin şekerle bir arada bulunma süresini uzatıyor. Bu arada gece metabolizma yavaşladığı için tükürük akışı azalıyor ve çürük oluşması daha kolay hale geliyor. Ağız içerisinde diş çürüğünü başlatan bakteriler olduğu gibi bu çürükleri ilerletebilen bakteriler de var. Bir çürük, iki çürük var derken bakıyoruz ki bütün dişlere yayılan bir durum gelişmiş. Eğer 6 yaş öncesinde diş çürükleri tedavi edilmezse, ağız içerisindeki bakterilerin sayısı azaltılamadığı için bir enfeksiyon hastalığı gibi ilerliyor ve yeni gelen kalıcı dişlerin çürümesine neden olabiliyor. Bu nedenle de, o yaş grubundaki çocukların dişlerinin tedavi edilmesi oldukça önemli.”
“2 YAŞINDAN ÖNCE DE BEBEKLERİNİZİN DİŞLERİNİ FIRÇALAYIN”
Çocukların ilk diş muayenesinin mutlaka erken yaptırılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kuvvetli, şunları kaydetti:
“Aileler bebeklerini nasıl bir pediatriste, çocuk sağlığı uzmanına götürüp her ay kilo, beslenme, aşı gibi takiplerini yaptırıyorsa diş hekimlerine de mümkün olduğu kadar erken gitmelerini istiyoruz. İlk diş muayenesi için en uygun zaman ilk süt dişinin sürmesini izleyen aylarda ve bebek bir yaşına gelene kadar olan dönem. Uluslararası Çocuk Diş Hekimleri Birliği, Avrupa Çocuk Diş Hekimliği Akademisi ve Türk Pedodonti Derneği’nin görüş birliğinde olduğu bir nokta var. Dişlerin sürmesini takiben yaklaşık 2 yaşına kadar olan dönemde, en az 1000 ppm florürlü, pirinç tanesi büyüklüğünde diş macunu sürüntü şeklinde, diş fırçası üzerinde kullanılarak çocukların dişleri anne ya da baba tarafından fırçalanmalı. Bu konu biraz atlanıyor.”
“ÇOCUKLARA NASIL DİŞ FIRÇALANACAĞI ÖĞRETİLMELİ”
İnce motor beceri isteyen diş fırçalama eyleminin, 8-9 yaşından küçük çocuklarda tam anlamıyla olması gerektiği gibi gerçekleştirilemediğine de işaret eden Prof. Dr. Kuvvetli, “O nedenle 6 yaşından küçük çocukların dişleri ebeveynleri veya bakım veren kişi tarafından fırçalanmalı, ondan sonraki dönemde de çocuk yine bu kişilerin gözetimi altında dişlerini fırçalamalı. Doğru diş fırçalama uygulamaları ile ilgili en doğru bilgileri almak için de yine erken dönemde bir çocuk diş hekimine başvurulması çok önemli. Gece yatmadan önce ve gün içindeki bir öğünden sonra olmak üzere, günde iki kez dişlerin yaşa uygun konsantrasyonda ve miktarda florürlü diş macunu ile fırçalanmasını öneriyoruz” diye konuştu.
Kronik sistemik hastalığı olan, özel gereksinimli çocuklara da değinen Prof. Dr. Kuvvetli, “Astım, bronşit hastalığı olan, alerjik durumu nedeniyle ağız solunumu yapan, dudak damak yarığıyla doğmuş, kistik fibrosiz ve diyabet gibi bir takım sistemik hastalıkları nedeniyle diş çürüğü riski altında olan çocukların doğru beslenme ve doğru bakım alışkanlıklarını edinmiş olmaları gerekiyor. O nedenle bizler bu bilgilendirmeleri yapabilmek için çocuklarımızı ve ailelerini mümkün olduğunca erken görmek istiyoruz” diye konuştu.