Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC), Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle düzenlediği iki yeni serginin açılışı, önceki gün TGC Basın Müzesi’nde açıldı.
24 Kasım’a kadar izlenebilecek “Türkiye’de Basın ve Düşünceyi İfade Özgürlüğü Görsel Sanatlar Sergisi-2 (#Eyözgürlük)” ve “Ulusal ve Yerel Basında Cumhuriyet Bayramı Sergisi”nin açılışına TGC Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Adnan Özyalçıner, Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu ve sanatçılar katıldı. Açılış töreninde konuşan TGC Başkanı Olcayto, “Biliyorsunuz ki bir ülkede düşünceyi ifade özgürlüğü yoksa halkın haber alma, bilgi edinme hakkına ket vuruluyorsa, kitaplar, tiyatro oyunları yasaklanıyorsa, sinemaya, karikatüre, heykellere sansür uygulanıyorsa o ülkede sanatın ön alması, gelişmesi elbette mümkün değildir. Türkiye bu açıdan zor ve baskıcı bir dönemden geçiyor. Buna karşın sanatçılar, güzel sanatların her yaştan değerli sanatçıları yılmadan yapıtlarını üretmeyi sürdürüyorlar. Hiçbir koşul onları üretmekten alıkoyamıyor. Bu da sanatın gücü” ifadelerini kullandı.
‘SÖYLEYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR’
Gazetemizin Kültür Servisi editörü Öznur Oğraş Çolak, Murat Erdin, Aybeniz Ece Uçan, Cihan Oğuz, Erol Aktı ve Esin Yolçınar’tan oluşan TGC Kültür Sanat Komisyonu tarafından düzenlenen “Türkiye’de Basın ve Düşünceyi İfade Özgürlüğü Görsel Sanatlar Sergisi”nin küratörlüğünü Fatma Batukan Belge üstleniyor. Belge, geçen yılki serginin üzerine gelen tepkilerin ışığında sergiyi geleneksel hale getirmek istediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Sergimizin ikinci edisyonunu yapıyoruz. Geçen yıl zor şartlarda, baskı ikliminde mesleğini yapmaya çalışan gazetecileri onurlandırmak için yola çıktık. Ve aslında bir sergi düşünüyorduk. Fakat sonra katılım ve tepkiler o kadar güzel oldu ki bunu geleneksel hale getirmek istedik. Çünkü hâlâ özgürlük ile ilgili söyleyeceğimiz çok sözümüz var. Sanatçıların da sözleyecek sözleri var. Bu bir yandan da gazeteci ve sanatçı dayanışması. Birbirimizin elinden tutarak yürüdük biz bu sergi için. Resim, heykel, seramik, tekstil, illüstrasyon, grafik, fotoğraf gibi birçok disiplinden sanatçı bir arada. Sanatçıların ortak özelliği özgürlükle ve ifade özgürlüğüyle ilgili hiç korkmadan konuşabilmeleri. Suskunluk sarmalına kapılmamış olmaları. Birçok kişinin söyleyemediklerini sanatla ifade edebilmeleri. Çağdaş Türk sanatının çok önemli ustaları da var, Mehmet Aksoy, Tülin Onat gibi. Ama öte yandan yeni, genç sanatçılar da var. Çünkü onlar da cesurca konuşuyorlar ve bu sergide olmaları gerek diye düşündüm.”
Sergide Turhan Selçuk, Ercan Akyol, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Maryam Salahi, Musa Kart ve Tan Oral gibi isimlerle birlikte toplam 33 sanatçının resim, seramik, heykel ve kolajdan oluşan eserleri sergileniyor. Firdevsi’nin epik şiiri Şehnâme’de anlatılan Pehlivan Rüstem’in yedi handan geçişine gönderme yaparak İran’ın kültürel tarihini, kadınlar üzerindeki baskıcı tutumunu “Yedi Han” eseriyle anlatan İranlı sanatçı Maryam Salahi şunları söyledi: “İkinci kez bu sergiye katılıyorum. 17 tane kişisel sergim oldu, 100’ün üzerinde karma sergiye katıldım ama sanırım hiçbir sergi bu iki sergi kadar beni mutlu etmedi çünkü satışı olmayan, bağımsız sergi. Ve gazetecilerle aynı çatıda olmak çok ince bir hareket. Ve bir yabancı olarak bu ülkede, bu kavramın içinde olmak çok değerli.”
TURHAN SELÇUK’TAN İKİ ESER
Sergide, karikatür tarihimizin büyük ustası ve gazetemiz çizerlerinden Turhan Selçuk’un da iki eseri bulunuyor. Sergi açılışında bulunan kızı Aslı Selçuk, babasının Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanık olduğunu ve Mustafa Kemal Atatürk sevgisiyle, hayranlığıyla büyüdüğünü ifade ederek şunları söyledi: ” 1922 doğumlu Turhan Selçuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanık oldu. Mustafa Kemal Atatürk sevgisiyle, hayranlığıyla büyüdü. Babası Kasım Selçuk 1.Dünya Savaşı’nda Harbiye’de okurken henüz öğrenciyken Şark Cephesi’ne gönderildi. Ardından Kuvayı Milliye hareketine katıldı. Selçuk, 1911’den 22’ye dek yaşanan savaşların ve yıkımların mirasıyla yetişti. Cumhurbaşkanlarından, parti başkanlarına kadar çok sayıda politikacı Turhan Selçuk hakkında davalar, takibatlar açtırdılar. Çoğundan aklandı, bir ikisinde mahkûm oldu. 12 Mart 1971’de göz altına alındı, toplum polisi karargahında polisler tarafından dövüldü, İki kaburga kemiği kırıldı. Ortada hiçbir suçlama yoktu. Onu döven polislere birkaç ceza verilerek bu olayın üstü örtüldü. Uykusuz bırakıldı, sorguya çekildi, yargılandı. “Benim ülkemde mizah ciddi ama aynı zamanda tehlikeli bir iştir’ dedi Turhan Selçuk.
Kış aylarında hava soğukken kaburga kemiklerinin sızlayıp acıdığını söylemişti bana. Turhan Selçuk, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 1955 yılında düzenlediği ‘Gazetecilik Başarı Armağanı Yarışması’nın karikatür dalında ‘Birincilik Ödülü’nü aldı. 1982’de düzenlenen aynı yarışmada karikatür dalında Selçuk’a ‘Yılın Gazetecisi Ödülü’ verildi. 1986, 1987, 1988, 1989,1990 ve 1998 yıllarında ‘Gazetecilik Başarı Ödülleri’i peş peşe sanatçıya takdim edildi. O yüzden, 100. yıla armağan edilen bu sergide babamın da iki karikatürünün olması çok anlamlı.”
‘ÖZGÜR BASINA İHTİYACIMIZ VAR’
Açılışa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Türkiye’nin her geçen gün otokratikleştiğini, yurttaşların daha çok baskı hissettiğini belirterek “Böyle bir dönemde özgür basına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi. Kerimoğlu “Bu tür sergiler, buluşmalar, etkinlikler ve cumhuriyetimizin 100. yılının anlamı bu vesileyle çok daha büyük. Her iki sergi de fevkalade. Emek veren herkese, başta TGC olmak üzere şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Bakırköy Belediyesi’nin desteğiyle TGC tarafından düzenlenen “Ulusal ve Yerel Basında Cumhuriyet Bayramı Sergisi”ndeki koleksiyonun büyük bir bölümünün sahibi olan A. İlhan Gülek de şöyle konuştu: “Özgürlük hayalimiz hey, diye hep bağırıyoruz. Bu hayalimizi gerçekleştireceğimiz bir yüzyıl olsun bu yüzyıl. Ulusal ve Yerel Basında Cumhuriyet Bayramı sergisinin koleksiyonunun büyük bir bölümü benim. Yaklaşık 35 yıllık bir birikimin sonucu. Bu bayram coşkusu sahi miydi, diye hem fotoğraflar hem de gazeteler toplamaya başlamıştım. Ama biliyoruz ki ve gördük ki o bayramın coşkusu sahiydi. Birilerine inat sahiydi. Ve bugüne kadar da sahi. 100. yılda da, bütün engellemelere ve bahanelere rağmen sahi bir kutlama yapacağız. ama o kutlamaları yapabilmek için o 100 yıllık süreci bilmemiz lazım. Bu sergi o bilinci anlatabilmek, unutturmamak ve cumhuriyetin nasıl 100 yıl yaşadığını göstermek içindir. Biz ne yaptık? Bu cumhuriyeti 100 yıl inadına, tüm baskılara, ihanetlere rağmen yaşattık, bundan sonra da yaşatacağız.”
Sergide Cumhuriyet’ten Kemalist Türkiye’ye, Ulus’tan Yücel’e dek birçok gazete ve derginin birinci sayfaları yer alıyor.