KONUK YAZAR | Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Cumhuriyet Ege için yazdı…
Eskiden, şimdi hala bazı köylerde insanlar çöplerini/katı atıklarını evlerinden biraz öteye döker/atarlardı.
Belediyelerin olduğu daha büyücek yerlerde ise ev atıkları kapıların önündeki çöp tenekelerine bırakılırdı.
Sonra sokak başlarına konulan, çöp tenekelerinin boşaltıldığı saçtan yapılmış konteynerler kullanılmaya başlandı.
Yerel yönetimlerin çöp toplama kamyonları/traktörleri onları toplar, yerleşime pek uzak olmayan bir yere düzensiz olarak dökerdi.
Bu çöplük alanları, buralarda buldukları kendilerince para eden malzemeleri toplayan yoksul insanların, çoluk çocuk doluştuğu yerlerdi.
Tabii ki elleri, yüzleri yara bere içinde…
Her halde de tenekelerden, konteynerlerden, kamyonlardan sızan çöp sularından ve çöplerin döküldüğü alandan yayılan kötü kokular çevreye büyük rahatsızlık yaratırdı.
Bu kirli suların toprağa geçmesiyle yeraltı sularının kirlenmesi, bu yerlerde çeşitli mikropların, hastalıkların ortaya çıkmasına yol açardı.
Çöplükler karasinek yatağı haline gelirdi.
Önceleri, açık havaya bırakılan atıkların üstü daha sonraki zamanlarda toprakla örtülünce, organik çöplerin çürümesiyle toprak altında biriken yanıcı metan gazları yarattıkları basınçla heyelanlara, büyük patlamalara neden olabiliyordu.
Hele, “çöplük” denen bu yerler yerleşime/kente yakınsa sorun daha da büyüyordu.
Çöplüklere yakın yerlerde kimse oturmak istemiyordu.
Ülkemizin birçok yerinde durum ne yazık ki hala böyle!
Saç çöp konteyneri
***
Bu durumun yarattığı sorunun çözülmesi için zamanla Dünya’da ve Türkiye’de çöplüklerde “düzenli katı atık depolama tesisleri” kuruldu.
Atıkların çevreye ve insanlara zarar vermesinin önlenmesi için çareler arandı.
Bir ölçüde de olsa kirlilik ve çevreye verilen rahatsızlık denetim altına alınmaya çalışıldı.
Üzeri katman katman toprakla örtülen organik çöp yığınlarının çürümesinden çıkan metan gazından elektrik enerjisi üretilmeye başlandı.
Teknolojinin gelişmesiyle bu tesisler geliştirilerek; atıklardan geri dönüşüm, yeniden yararlanılabilir malzeme elde etmek için birçok işlemin bir arada yapıldığı “Entegre Katı Atık Yönetim Tesisleri” oluşturuldu.
Belediyeler tarafından toplanan evsel ve endüstriyel katı atıklar, çöpler; mekanik yoldan, aygıtlarıyla ayrıştırıldı.
Organik atıklar (biyolojik olarak bozulan, yiyecek, sebze vs ), tehlikeli atıklar (hastane vs), geri dönüştürülebilir atıklar (plastik, vs.) ayrı ayrı değerlendirildi:
Bozundurulan/çürütülen biyolojik atıklar tarımda kullanılan gübreye dönüştürüldü.
Yine bu atıklardan elde edilen metan gazı yakılarak elektrik enerjisi üretiminde kullanıldı.
Ayrıca ambalaj atıkları ve tehlikeli atıklar onların kullanılacağı özel kuruluşlara gönderildi.
Bu tür tesislerde, işletme içindeki “çöp depolama alanı” çevreye zarar verecek büyüklükte/ölçekte olmadıkça, yeri doğru seçilmişse, ayrıştırma usulüne uygun yapılmışsa: hem geri dönüşüm hem gübre hem elektrik elde etme gibi sağladığı yararlarla genel olarak toplum tarafından olumlu karşılandı.
Düzensiz çöp dökme/depolama alanlarına karşı önemli bir seçenek olarak görüldü.
Hatta “çevre dostu” dendi.
Bu, katı atık sorununun çözümü konusunda önemli bir adımdı.
Bergama “Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi”nde biyogaz boruları
***
Bugün İzmir’de üç ayrı yerde büyük çöp depolama tesisi var.
Tabii ki yüzbinlerce insanın yaşadığı metropolde evsel ve endüstriyel atıkları giderecek yer gerekli.
Uzun yılardan beri kullanılan ve verdiği rahatsızlık tartışılan, rehabilite edilmeye çalışılan Çiğli-Harmandalı “katı atık depolama alanı, büyük çöplük” geçmiş yıllarda büyük bir yara idi!
Sorunu çözmek ya da gidermek için tasarlanan ve gerçekleştirilen, birbirine yakın ölçekteki Ödemiş ve Bergama “Entegre Katı Atık Yönetim Tesisleri” elan çalışıyor, üretiyor.
Çiğli-Harmandalı’daki çöplük alanı da bu tür olumlu bir tesise dönüştürülmeye çalışılıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu yönde yaptığı çalışmalar yararlı sonuçlar verdi.
Bergama ve Ödemiş tesislerinin, büyük boyutlu olmayışlarıyla şimdilik çevreye doğrudan bir olumsuzluk yarattıkları görülmüyor.
Yalnız, Bergama’da yapılan tesis “Bakırçay Bölgesi” denilen Bergama, Aliağa, Kınık, Dikili ilçelerinden toplanan katı atıklar için yapılmış.
İşletmenin kapasitesi yalnızca bu bölge için tasarlanmış!
Bergama Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi
****
Diğer taraftan, merkez çöplerin gönderildiği Çiğli-Harmandalı tesisinin yükünü azaltmak hem de çoğalan nüfusun ve tüketimin neden olduğu atık/çöp artışına çözüm bulmak için uzun zamandır İzmir’de yeni arayışlar sürüyor.
İzmir’in Menderes ilçesinde o bölgenin çöplerini işlemek için yapılması istenen tesis için hazırlanan proje her nedense yürümüyor.
Merkezi ve ona bağlı yerel otoritelerin burada yapılacak ve bölgeyi rahatlatacak böyle bir tesisin gerçekleştirilmesi, uygulama sorunlarının çözülmesi yönünde pek aceleci olmadığı görülüyor.
Öte yandan İzmir ilinin artan katı atıklarının giderilmesi, Çiğli-Harmandalı tesisinin dolma noktasına gelmesi, farklı farklı yerlere, hızlı ve yerinde kararlarla yeni tesisler yapmak yerine ne yazık ki kolaycı davranışlarda bulunulmaya yöneliniyor.
Bu bağlamda, son yıllarda Bergama’da mevcut “Entegre katı atık yönetim tesisi”nin, yani “çöp işleme tesisi”nin genişletilmesi düşüncesi yörenin artan ihtiyacını karşılamaktan öte bir anlam taşıyor.
Bu tesise Bergama, Dikili, Kınık, Aliağa İlçelerinin karışık belediye atıklarına ek olarak İzmir’in diğer ilçelerinden; Bornova, Karşıyaka, Bayraklı, Çiğli, Menemen, Foça’nın atıklarının getirilmek istendiği bildiriliyor.
Böyle bir girişim, Bergama’daki mevcut küçük ölçekli olumlu bir tesisin riskli, çevreye zarar verici bir tesise dönüşmesine yol açabilir.
Durum bir süre sonra Ödemiş için de aynı olabilir!
Ödemiş Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi
***
Bergama’da, kısa adıyla “çöp biriktirme ve işleme alanı”nda 2005 yılında alınan izinle ”Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi alanı” içerisinde yaklaşık 95 bin metrekare/ dönüm alanda “Bergama Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi” kurulmuş.
Yani işletmeye getirilen çöpler içinden işe yarayanlar ayıklandıktan sonra geride kalan “gereksiz” olarak nitelen atıklar burada “düzenli olarak” depolanmış.
Yani belirli önlemler alınarak bir çukura konup üstü örtülmüş, gömülmüş.
Sonra bu alana 2021 yılında 3.5 dönüm alan eklenmiş ve işletmenin kapladığı toplam alan 98.6 dönüme yükselmiş.
Bergama’nın Yunt Dağları bölgesinde, geniş ormanlık alanlar içinde bulunan bu bölgede, tesisin bulunduğu bu mevcut alanı genişletmek için idari ve yasal girişimlerde bulunulmuş.
Bakırçay Bölgesi dışında, İzmir ilinin merkezinden gelen çöpler de burada işlenmek, geride kalan gereksiz atıkların burada oluşturulacak yeni “katı atık alanına” depolanması planlanmış.
Bu, daha fazla çöp artığının büyükçe bir alana dökülmesi anlamına geliyor.
Bergama’da Entegre Katı Atık Depolama alanı yapılmak istenen yeni yer
***
Yani, verilen bilgilere göre Bergama işletmesinde, İzmir’in dört bir yanından, yer yer 120 km uzaklıktan çöp kamyonlarıyla getirilen atıkları biriktirmek ve işlemek için yeni projeler hazırlanmış.
Bunun için yasa gereği yetkililerden ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu alma girişimi başlatılmış.
Mevcut “katı atık depolama alanı” “entegre tesise dönüştürmek için” yaklaşık 100 dönüm alana ek olarak 180.746.65 m2 (yaklaşık 180 dönüm) arazi bu tesise eklenmesi için Orman Bakanlığından izin alınmış.
Toplam proje alanı 279.362,78 m2’ye (yaklaşık 280 dönüm/28 hektar) çıkarılmış.
Bu, çöple haşır neşir koskoca bir alan demek!
Yani bu bölgedeki tesis bu projeyle neredeyse 3 kat büyütülmüş.
Değişik işlemlerden sonra arta kalıp açık alana bırakılacak çöpün bulunacağı alan da o kadar artacak.
Haritada “Lot 3” olarak gösterilen bu alan nerdeyse tesisin yarısı büyüklüğünde.
Bu durum, Bergama’ya bugünkünden 3 kat daha fazla çöp gelmesi ve değerlendirilenler dışında kalan “gereksiz” atıkların Bergama’da (yüzlerce yıl ?) kalması demek.
Üstelik Bergama’ya çöp getiren kamyonların sayısının ve onlardan pis su sızıntısını 3 kat daha fazla artması olası.
Bu da yol boyunca koku, sinek ve pislik demek.
Arada da birçok turistik tesis var.
İzmir metropolünden gelecek yüzlerce çöp kamyonunun Bergama-İzmir, Bergama- tesisin bulunduğu Yuntdağ trafiğini karmakarışık etmesi, insanların can ve mal güvenliğini tehlikeye atması demek.
Zaten mevcut durumda, daha bu tesis genişletilmeden de çevrede kamyon trafiği tehlikeli boyutta.
Üstelik bu tür projelerin zamanla hep “ihtiyaca binaen” genişletilebileceği malum.
Yani gelecek günlerde bu çöp alanının daha da büyümesi olası.
Hele hele organik çöplerin (sebze, meyve atıkları…) “fermente edilmeden (yani çürütülüp içindeki metan alınmadan)”, sehven/yanlışlıkla (!) tesisteki ayrıştırma işlemi bitmiş, “gereksiz” atıkların toplandığı “katı atık depolama alanı”na gönderilmesi/depolanması yeni felaketlere neden olabilir.
Burada denetimsiz metan gazı birikimi olabilir.
Bu tesisin de Çiğli-Harmandalı çöplüğünün eski feci durumuna dönüşmesi mümkün.
Bu genişleme nereye kadar sürecek?
Hem çevre ağaçlıklarla, ormanlarla kaplı!
Hemen yakındaki, Ovacık’taki “Siyanürlü Altın Madeninin” zehirli atık deposunun birkaç kez büyütüldüğü ortada.
Bergama tesisinin genişleme projesi ve Lot 3 olarak adlandırılan ek katı atık depolama alanı
***
Bu bağlamda: “Atıklarımızı değerlendireceğiz; sınırlı sayıda geri dönüşüm gereci, gübre, elektrik elde edeceğiz” gerekçesiyle Bergama ve çevresi gibi her yönüyle çok değerli bir yöreye geniş çöp biriktirme alanları tasarlarken, bir kat daha dikkatle düşünülmeli.
Üstelik unutulmamalı ki Bergama kenti ören yerleriyle, çok katmanlı kültürel kimliğiyle Dünya UNESCO Mirasına girmiş ender kentlerimizden biri.
Her yanı tarih.
Çeşit çeşit ürünler üreten muhteşem Bakırçay Ovası mücevher gibi kıymetli.
Farklı siyasi görüşten olsalar da tüm Bergamalıların çevre koruma duyarlığının üst seviyede olduğu herkesin malumu.
Bakırçay Ovası
***
Bunlarla beraber, tabii ki kentsel ve endüstriyel katı atıklarımızı gidermeye, onları yararlı hale getirmeye kalkışılmalı. Bu yönde projeler yapılmalı.
Ancak İzmir gibi nüfusun çok yoğun olduğu, birçok doğal ve yapay değerin bulunduğu bölgelerde böyle işletmeleri coğrafyaya yayarak, makul sayıda arttırarak, şimdiki gibi küçük ölçeklerde projelendirerek, farklı farklı yerlere yapmak en makulü.
Çevreye ve doğaya zarar vermeden, insanımızı rahatsız etmeden, yaşamını tehlikeye atmadan bu tür işletmeler kurmak neden olanaklı olmasın?
Bergama’daki katı atık/çöp alanını genişletmek için harcanması düşünülen 86 milyon TL ile bu tür tesisler İzmir ilinde başka yerlere de yapılabilir.
Bu duruma çözüm bulacak çok değerli teknokratlarımız var.
Çöp yığınları
Bergama tesisini işleten ve genişletmek isteyen Biyotrend Şirketinin sahibi Doğtaş gibi dev bir mobilyacılık kuruluşunu da bünyesine barındıran Doğanlar Holding’in, ülke düzeyinde bilinen etki gücünü kullanarak; Bergama’daki tesisin genişletilmesi yerine başka yerlere başka tesisler yapılması, çeşitliliğin arttırılması yönünde girişimci olması beklenebilir.
Bu durum, böyle bir genişletme projesinin, yalnızca resmi toplantılarla değil çevrede yaşayanlarla birlikte, geniş çerçevede gerçekçi bir biçimde sorgulanmasını gerektiriyor.
Sefa Taşkın
Dikili-Bergama
07.10.2023