Meşher’in yeni sergisi, “Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar” 20 Eylül’de ziyarete açıldı. Küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı üstlendiği sergi, 26 Mayıs 2024’e kadar gezilebilecek.
Ömer Koç Koleksiyonu’nda yer alan nadide eserlerden oluşan sergi, İstanbul’un Osmanlı başkenti olduğu, 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini kapsıyor.
Gemi kaptanından yazarlara, seyyahlardan askerler kadar çeşitli üreticilerin eserlerinin bulunduğu sergide en dikkat çekici eser, “izleme kutuları” (peepshow). İzleyenleri adeta zaman yolculuğuna çıkaran kutuların içinde geçmiş zaman İstanbul’unun tek karelik bir hikâyesi yer alıyor.
EDEBİYAT VE RESİM İÇ İÇE
Sergide geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan “Yadigâr-ı İstanbul” objelerine kadar 100’ün üzerinde eser yer alıyor. İngiliz ressam Henry Aston Barker’ın 1799 yılında Galata Kulesi’nin tepesinden çizdiği eskizlere dayanarak oluşturduğu “İstanbul Panoraması” ve bilinen en eski 360 derecelik panoramik İstanbul fotoğraflarını çeken sanatçı olarak tarihe geçen James Robertson’ın Bayezid Kulesi’nden çektiği Mayıs 1854 tarihli fotoğrafı da sergide sunuluyor. Prof. Dr. Zeynep Çelik’in Namık Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Şükûfe Nihal, Cornelis de Bruyn gibi edebiyatçılardan yaptığı alıntılar da sergiye farklı bir bakış sunuyor.
‘ŞEHRİN RUHU DEĞİŞMEMİŞ’
S. Becker, B. Llewellyn, B. Öztuncay ve C. Piening gibi isimlerin, daha önce sergideki eserler üzerine çalışmasının, serginin ortaya çıkması aşamasında çok önemli yeri olduğunu belirten küratörler Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı, projenin hazırlanmasının yaklaşık bir yıl sürdüğünü söyledi. Satıcı, “Benim bu çalışma boyunca gözlemlediğim ve ziyaretçilerden de duyduğum kadarıyla, aslında İstanbul’un bazı yönlerden çok değiştiği, bazı yönlerden de hiç değişmediği gerçeği. Değişen yapılar, bölgeler, mahalleler var ama şehrin kaosu, kalabalığı ve ruhu hiç değişmemiş” diye konuştu. Çetin de “Büyük resimlere bakıyoruz, topografi konuşuyoruz, şehrin yapılaşmasını konuşuyoruz ama aslında şehri şehir yapan, o ayrıntılarda gördüğümüz insanlar ve canlılar. İstanbul sakinleri her eserde farklı olsa da bu ayrıntılar bu şehri bu kadar popüler yapan, çağlar boyunca özel bir konumda olmasını sağlayan İstanbul’un çok katmanlı yapısını bize gösteriyor” ifadelerini kullandı.