Anayasa Mahkemesinden “İşçi ve İşveren Arasındaki Rekabet Yasağı” Kararı
Anayasa Mahkemesinden “İşçi ve İşveren Arasındaki Rekabet Yasağı” Kararı
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, görüştüğü bir davada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “rekabet yasağı” ile ilgili bazı hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğunu öne sürerek, bu hükümlerin iptalini talep etmek üzere Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin başvuru dilekçesinde, işçinin çalışma ve sözleşme özgürlüğüne doğrudan müdahale eden nitelikte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “rekabet yasağı” hükümlerinin Anayasa’ya aykırılığı iddia edilmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemelerin iptal istemlerini reddettiğini duyurdu.
Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçede, rekabet yasağı kurallarının işçilerin hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra işveren ile rekabet etmekten kaçınmayı taahhüt edebilmesini öngördüğü vurgulandı. Gerekçede, bu kuralın temelde işverenin ve işletmenin menfaatlerini koruma amacı güttüğü belirtilirken, işçinin de sözleşme ve iş yapma özgürlüğünün korunması gerektiği vurgulandı. Rekabet yasağının işçi lehine sınırlayıcı düzenlemeler içermesi gerektiği ifade edilerek, taraflar arasındaki çatışan menfaatlerin dengelenmesi ve işçinin ekonomik geleceğinin adil bir şekilde korunması gerektiği vurgulandı.
Gerekçede ayrıca, kanun koyucunun rekabet yasağının kapsayacağı coğrafi alanı, geçerli olabileceği süreyi ve gerçekleştirilebilecek iş türlerini belirlemede sınırlamalar getirdiği hatırlatıldı. Bu düzenlemelerin, işverenin meşru menfaatlerini korurken işçinin de haklarını güvence altına almayı amaçladığına dikkat çekildi.
Yapılan açıklamada, “Rekabet yasağının süresi yönünden bir üst sınır getirilmiş olup özel durum ve şartlar dışında rekabet yasağının iki yılı aşamayacağı öngörülmüştür. Buna göre her iki tarafın menfaatlerinin dengelenmesine ilişkin olarak anılan hususlar dikkate alındığında rekabet yasağına ilişkin sözleşme ilişkisinin, işçi aleyhine aşırı bir külfete yol açmadığı, sözleşme ve teşebbüs özgürlüğü bağlamında tarafların çatışan menfaatlerinin dengelendiği anlaşıldığından kuralın sözleşme ve teşebbüs özgürlüklerine aykırı bir yönü bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” ifadeleri yer aldı.