Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 29 Mayıs’ta yapılacak genel seçimlerde, Türk asıllı siyasetçi Mehmet Vefa Dağ, ülkenin en büyük eyaletlerinden Western Cape’in başbakanı olmak için yarışacak.
Güney Afrika’da yaklaşık 28 milyon seçmen, cumhurbaşkanı, eyalet başbakanları ve milletvekillerini belirlemek üzere 29 Mayıs’ta sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Seçim anketleri, 30 yıldır iktidarda olan parti Afrika Ulusal Kongresinin (ANC) oy oranının ilk kez yüzde 50’nin altında kalacağına işaret ediyor.
Güney Afrika’nın ilk kez bir koalisyon hükümeti tarafından yönetilmesine neden olabilecek bu seçim, ülkenin ırkçı apartheid rejiminden demokratik düzene geçtiği 1994’te yapılan seçimlerden sonraki en kritiği olarak değerlendiriliyor.
Bu seçimlerde, ülkenin en büyük eyaletlerinden Western Cape’in başbakanlık koltuğu için yarışacak adaylar arasında, Türk asıllı bir siyasetçi de bulunuyor. Toprak Partisinden Western Cape’in Başbakan adayı olan Dağ, dil eğitimi almak için gelip vatandaşı olduğu Güney Afrika’da siyaset ve seçim sürecini anlattı.
“KÜLTÜRÜNÜ SEVDIM, İNSANLARINI SEVDİM”
Güney Afrika’ya 2001 yılında geldiğini belirten Dağ, ülkenin ilk siyahi Devlet Başkanı Nelson Mandela’nın hayatının kendisini oldukça etkilediğini söyledi.
Dağ, “Mandela’nın geçmişi beni bayağı etkilemişti. Mandela’yı tanımak istiyordum. Güney Afrika kültürünü tanımak istiyordum. Gelip İngilizce öğrenip ayrıca isyan hareketinin ekonomi üzerindeki etkilerini görmek istiyordum. Bir ülke sıfırdan nasıl kurulabilir, neler yapılabilir diye merak ediyordum” diye konuştu.
Güney Afrika’ya geldikten sonra bu ülkeyi çok sevdiğini belirten Dağ, “Kültürünü sevdim, insanlarını sevdim ve 2006 yılında Güney Afrika vatandaşı oldum” dedi.
Vatandaşı olduktan sonra Güney Afrika için elinden gelen her şeyi yapmaya karar verdiğini aktaran Dağ, “Şu anki en büyük hayalim, Güney Afrika’yı dünyada hüküm sürecek 10 ekonomi arasına sokmak” şeklindeki hayalini paylaştı.
“HALK YALNIZ BIRAKILDI”
Dağ, gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkenin Güney Afrika olduğuna dikkati çekerek, “Örneğin Cape Town’a girersek, bir yanına girdiğinizde dünyanın en zengin ülkesini görürsünüz. Buna Constantia diyoruz. Bir iki kilometre uzağında Khayelitsa dediğimiz dünyanın en fakir bölgesini görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Bu zengin fakir ayrımı nedeniyle insanların, özellikle de gençlerin işsiz kaldığını belirten Dağ, “İşsiz gençler de ne oldu? Bildiğimiz suçlulara karıştı. Suç oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Çünkü halk yalnız bırakıldı” dedi.
Siyasi kariyerine 2016 genel seçimlerinde Cape Town Belediye Başkanı adayı olarak başladığını hatırlatan Dağ, şunları aktardı:
“O seçimde 7 bin 500 oy almıştık. 2019’da isim değişikliğine gidip Güney Afrika Ulusal Demokrasi Hareketi partisine dönüştürdük. Lakin ailevi sorunlar yüzünden seçimlere giremedik. 2022’de partimizin adını tekrar değiştirerek bu sefer Hakikat ve Dayanışma Hareketi ismiyle ülke çapında seçimlere girmeye başladık.
Parti, maddi sorunlardan dolayı 29 Mayıs’taki seçimlere ulusal düzeyde katılamadı, yalnızca Western Cape bölgesinde seçime girdik. Sebebi ise 750 bin rand dediğimiz yaklaşık 1,5 milyon liraya denk gelen bir para istenmesi ve bunu toparlayamadığımızdan dolayı, bütçemiz sadece Western Cape bölgesine yettiği için buradan girmeye başladık. 110 arkadaşımız beni Western Cape Başbakanlık adaylığına layık gördü.”
“HAKSIZLIĞIN KARŞISINDA SESSİZ KALAMAYACAĞIMIZI GÖSTERMEK İSTİYORUZ”
Western Cape’de yaklaşık 8 milyon kişinin yaşadığını belirten Dağ, bölgede 1,5 milyon seçmenin oyunu almayı hedeflediklerini söyledi.
Dağ, seçim kampanyasını şimdiye kadar ceplerinden karşıladıkları anlatarak, “Bize hiçbir ülke yahut kuruluş finansal destekte bulunmadı. Bunu açık açık söyleyebiliriz” dedi.
Tek isteklerinin Cape Town’a huzur ve refah getirmek olduğunu vurgulayan Dağ, şunları kaydetti:
“Yaklaşık 3 milyon insan Western Cape’de şu anda barakalarda kalıyor. Yani böyle haksızlığın, adaletsizliğin olduğu bir ortamda, Türk kökenli olarak, özellikle bir Türk vatandaşı olarak, Türkiye’de büyümüş bir insan olarak bu haksızlığın karşısında sessiz kalamayacağımızı göstermek istiyoruz.”
“HALKA TOPRAK VERECEĞİZ”
Toprak Partisi olarak tarımsal üretimi artırmayı ve Güney Afrikalılara toprak dağıtmayı hedeflediklerini belirterek işsizliği önleyeceklerinin mesajını veren Dağ, şöyle devam etti:
“Biz diyoruz ki halka belli bir toprak vereceğiz, o toprakta üretim yapmak için halka hayvan ve ayrıca tohum desteği vereceğiz. Ayrıca halkımızı ihracat alanında eğiteceğiz ve ülkemizi uluslararası arenada en mükemmel şekilde sahiplenmek ve nasıl desem, ülkemizi daha iyi mecralara getirmek için bütün amacımızla çalışacağımıza, halkımız adına söz veriyoruz.”
Başta Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Naledi Pandor olmak üzere ANC hükümetinin Filistin konusundaki tutumunu saygıyla karşıladığını belirten Dağ, “29 Mayıs’ta Türk kardeşlerimin, Güney Afrika’ya özellikle bakmalarını tavsiye ediyorum” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN DESTEĞİYLE…”
Türkiye’nin Afrika’da yürüttüğü insani projelere de değinen Dağ, şu değerlendirmede bulundu:
“Sahadayken en çok hoşumuza giden şey şu. TİKA ve Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan‘ın desteğiyle Afrika’da binlerce kişiye umut olmuş projelerimiz var. Örneğin geçen gün Gugulethu denilen yerde seçim çalışması yaparken TİKA’nın yaptığı projenin sonucunda, TİKA bir okula yardım yapmış, okulda belirli bir araçlar koymuş oraya ve halkın gönlünde o kadar büyük ki o küçücük proje. Halk benim Türk kökenli olduğumu görünce kucaklamaktan öte sahipleniyor. Ben bu tür projelerin binlercesini görmek istiyorum. Ayrıca Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’a saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”