DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, yeni anayasa için iktidara kapıyı kapatmamak gerektiğini belirterek Bir şans verilmesi gerek. AKP’ye değil, yeni bir anayasa yapma meselesine şans verilmesi, ortamının zorlanması gerekiyor dedi.
AKP’nin öncülüğünde başlatılan “yeni anayasa” çalışmaları ve bu kapsamda yapılan çağrılara Halkların Demokratik Partisi‘nden (DEM Parti) destek geldi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, muhalefet olarak anayasa tartışması sadece iktidar yararına denililirse o zaman tartışma kapısını kapatmamak gerektiğini söyleyerek “AKP’ye değil, yeni bir anayasa yapma meselesine bir şans verilmesi gerekiyor. Biz belki de yeni anayasa tartışmalarını yürütürken Türkiye’nin normalleşmesine katkı sunacak bazı adımların atılmasını zorlayabiliriz” dedi.
VOA Türkçe‘nin haberine göre, Koçyiğit’in konuyla ilgili sözleri şöyle:
“Bu kapıyı kapatmak toplum lehine midir, Kürt halkı lehine midir, demokrasi lehine midir sormak gerekiyor. Bizim açımızdan öyle olmadığını düşünüyoruz. AKP’ye değil, yeni bir anayasa yapma meselesine bir şans verilmesi gerekiyor. Biz belki de yeni anayasa tartışmalarını yürütürken Türkiye’nin normalleşmesine katkı sunacak bazı adımların atılmasını zorlayabiliriz. Diyelim ki hep beraber bütün muhalefet kapıları kapattık, yeni anayasa yok. Peki hangi zeminde neyi tartışmış olacağız? Bizim açımızdan aslında yeni anayasa tartışması, aynı zamanda normalleşme adımlarını dolayısıyla da yeni anayasa yapımı koşullarını da tartışmayı beraberinde getiriyor. Birbirini besleyen başlıklar olarak görüyoruz açıkçası.”
“NORMALLEŞME ACİL İHTİYAÇ”
Cezaevinde DEM Partililer düşünüldüğüde “normalleşme” adımlarını acil ihtiyaç gördüklerini belirten Koçyiğit, “AKP’yi güçlendirmeyelim, bekleyelim, işte dört yıl sonra eğer erken seçim olmazsa yeni bir hükümet gelir, biz onunla anayasa yaparız diyeceğimiz bir durum değil. Çünkü her gün cezaevinden tabutlar çıkıyor, her gün hak ihlalleri artıyor. Çok açık ve net söyleyelim, diğer partiler gibi değiliz, biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Çünkü her kapattığımız kapı, her kapattığımız tartışma insan yaşamına ya da insanlarca daha uzun yıllar bedel ödenmesine yol açabilir. Bu sorumlulukla tartışmayı yürütüyoruz ve bu nedenle bize soruyorlar işte bir kırmızı çizginiz var mı? Hayır. Biz bu tartışma yürüsün istiyoruz” dedi.