Hamilelik belirtileri bireyden bireye değişebilir ve her kadında farklılık gösterebilir. Peki, yaygın olmayan fakat bazı kişilerin yaşadığı gebelik belirtileri nelerdir? İşte daha önce duymamış olabileceğiniz 8 hamilelik belirtisi…
Hamilelik sırasında insan vücudu birçok fiziksel, duygusal ve psikolojik değişim yaşayabilir ve bu değişimler her kadında farklılık gösterebilir. Hamilelik belirtileri, kişiden kişiye değişen bir durumdur ve bazı belirtiler diğerlerinden daha belirgin olabilir. Peki, yaygın olmayan fakat bazı kişilerin yaşadığı gebelik belirtileri nelerdir? İşte daha önce duymamış olabileceğiniz 8 hamilelik belirtisi…
DAHA ÖNCE DUYMAMIŞ OLABİLECEĞİNİZ 8 HAMİLELİK BELİRTİSİ
1. Nefes darlığı yaşanması:
Hamileliğin erken evrelerinde, vücutta meydana gelen hormonel değişiklikler bazı kadınlarda nefes darlığına neden olabilir. Bu durum özellikle gebeliğin ilerleyen aylarında daha belirgin hale gelebilir. Hamilelik sırasında rahat nefes almak için iyi duruş ve doğru nefes alma tekniklerini uygulamak önemlidir. Başınızı ve omurganızı doğru pozisyonda tutarak, düzenli ve derin nefes almak rahatlamaya yardımcı olabilir. Nefes egzersizleri ve yoga gibi aktiviteler de nefes kontrolünü geliştirmek için faydalı olabilir.
2. Taş veya sabun gibi gıda dışı maddeleri arzulama:
Bazı hamile kadınlar, ilginç bir şekilde mısır nişastası, pişmemiş pirinç, tebeşir, sabun veya metal gibi gıda dışı maddelere karşı bir çekim hissedebilir. Bu tür arzular, pika sendromu olarak adlandırılır ve hamilelik sırasında ortaya çıkabilir. Pika sendromu genellikle vücudun bazı mineral veya besin maddelerine olan ihtiyacıyla ilişkilendirilir, ancak kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Eğer aniden tuhaf veya tehlikeli maddeleri yeme isteği hissederseniz, bunu doktorunuzla paylaşmalısınız. Pika sendromu, vücudun belirli bir besin maddesine ihtiyacı olduğunu gösterebilir veya başka sağlık sorunlarının bir işareti olabilir. Doktorunuz, bu tür arzuların altında yatan sebepleri belirlemek ve size yardımcı olmak için uygun testleri yapabilir veya tedavi önlemleri önerebilir.
3. Burun akıntısı:
Hamilelik riniti, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlarla karşılaşan hamile kadınların yaklaşık %20’sini etkileyen yaygın bir durumdur. Bu semptomlar genellikle geçicidir ve hamilelik dönemi boyunca değişkenlik gösterebilir. Hamilelik rinitinin tedavisi için birkaç yöntem bulunmaktadır. Düzenli egzersiz yapmak, burun akıntısını ve tıkanıklığı hafifletebilir. Ayrıca nemlendiricilerin kullanılması, burun spreyleri ve dekonjestanların uygulanması da semptomların yönetimine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, herhangi bir tedavi yöntemi uygulanmadan önce mutlaka bir sağlık uzmanıyla görüşmek önemlidir. Hamilelik sürecinde kullanılan ilaçların güvenliği hakkında bilgi almak ve en uygun tedavi yöntemlerini belirlemek için doktorunuzla iletişimde olmalısınız.
4. Diş eti ağrısı:
Hamilelik sırasında diyet ve hormon seviyelerindeki değişiklikler, diş eti iltihabı olarak bilinen ağrılı ve kanamalı diş etlerine neden olabilir. Bu durum, gebelikte ortaya çıkan yaygın bir diş eti hastalığıdır. Diş eti iltihabı genellikle gebelik sonrasında kendiliğinden geçer, ancak bu süreçte ağrıyı hafifletmek ve diş etlerini sağlıklı tutmak için bazı önlemler almak önemlidir. Dişlerinizi nazikçe fırçalamak, diş etlerini ve diş aralarını temizlemek için diş ipi kullanmak ve düzenli olarak ağız bakımı yapmak, diş eti iltihabının semptomlarını hafifletebilir. Ayrıca, düzenli diş hekimi kontrolleri de diş eti sağlığınızı korumak için önemlidir. Eğer diş etlerinizde aşırı kanama, şişlik veya ağrı gibi belirtiler varsa, mutlaka bir diş hekimine başvurmalısınız. Diş hekiminiz uygun tedavi ve önlemleri önererek diş etlerinizin sağlığını destekleyecektir.
5. Güçlü bir koku alma duyusu:
Hamile kadınlar, özellikle parfüm, kahve, benzin veya bozulmuş gıdalara karşı artmış bir koku alma duyusuna veya hiperozmiye sahip olabilirler. Hiperozmi, gebelik sırasında koku alma yeteneğinin artması anlamına gelir. Bu durum genellikle geçicidir ve genellikle ilk trimesterin sonunda azalır veya ortadan kaybolur. Hiperozmi, hamilelik sırasında hormonal değişikliklerle ilişkilendirilir. Bazı kadınlar bu dönemde normalden daha yoğun kokuları daha belirgin bir şekilde algılarlar. Örneğin, günlük kokular daha güçlü veya rahatsız edici hale gelebilir. Neyse ki, hiperozmi genellikle doğumdan sonra kendiliğinden azalır ve koku alma duyusu normale döner. Bu süreçte rahatlamak için evde hoş kokulu ortamlar yaratmak veya güçlü kokuları minimumda tutmak faydalı olabilir. Eğer kokuların size rahatsızlık verdiğini düşünüyorsanız, bir sağlık uzmanıyla konuşarak konuyla ilgili daha fazla bilgi alabilirsiniz.
6. Et benleri ve cilt lekelerinin oluşması:
Hamilelik sırasında vücudunuzun herhangi bir yerinde, özellikle hormon seviyelerindeki değişiklikler veya kilo alımı nedeniyle, etli cilt büyümeleri veya et benleri gelişebilir. Bu durumlar genellikle zararsızdır ve melanin üretimindeki değişikliklerle ilişkilendirilir. Hamilelikte gelişen bu et benleri veya cilt lekeleri, “hamilelik maskesi” veya “melazma” olarak da bilinir. Hormonal değişiklikler, özellikle güneş ışığına maruz kalan bölgelerde, cilt üzerinde koyu lekelerin oluşmasına neden olabilir. Neyse ki, bu cilt değişiklikleri genellikle doğumdan sonra kendiliğinden kaybolur. Bununla birlikte, güneşten korunma önlemleri almak ve cildinizi güneşten korumak önemlidir. Güneş koruyucu kullanmak ve güneşli günlerde şapka ve gözlük takmak, bu tür lekelerin oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilir. Eğer hamilelik sırasında cilt değişiklikleri sizi rahatsız ediyorsa veya değişikliklerinizde endişeliyseniz, bir dermatolog veya sağlık uzmanıyla görüşmek önemlidir.
7. Daha fazla tükürük salgılanması:
Ptyalism gravidarum, hamilelik sırasında aşırı tükürük salgısıyla karakterize olan bir durumdur. Bu durum genellikle bulantı ve kusma ile ilişkilidir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hormonal değişikliklerin ve hamilelik sırasında sindirim sistemindeki bazı etkilerin rol oynadığı düşünülmektedir. Ptyalism gravidarum, bazı hamile kadınlar için oldukça rahatsız edici olabilir. Aşırı tükürük nedeniyle sürekli olarak tükürmek veya ağızda birikmiş tükürüğü kontrol etmek gerekebilir. Bu durumu hafifletmek için bazı kadınlar kağıt bardaklar veya mendiller kullanabilir. Genellikle hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kendiliğinden azalır ve doğumdan sonra tamamen geçebilir. Ancak rahatsız edici bir durum olduğunda veya günlük yaşamı etkiliyorsa, bir sağlık uzmanıyla görüşmek ve önerilen tedavi seçeneklerini değerlendirmek önemlidir.
8. Yiyeceklerde metal tadı alma:
Hamileliğin erken dönemlerinde, yiyeceklerin tadında meydana gelen değişikliklere “disguzi” adı verilir. Bu durumda, yiyecekler ekşi, metalik veya tuhaf bir tat alabilir. Özellikle bu durum hamileliğin ilk trimesterinde sıkça görülür. Disguzi genellikle hormonal değişikliklerden kaynaklanır. Asitli veya baharatlı yiyecekler tüketmek veya dişlerinizi fırçaladıktan sonra tuz veya kabartma tozu ile gargara yapmak, bu metalik veya ekşi tadı hafifletebilir. Disguzi genellikle hamileliğin ilerleyen dönemlerinde azalır ve doğumdan sonra tamamen geçebilir. Ancak bu durum rahatsız edici olduğunda veya yiyecek tüketimini etkilediğinde, bir sağlık uzmanıyla görüşmek ve önerilen tedavi yöntemlerini değerlendirmek önemlidir.